ABD yönetiminin, Çin’in doların küresel rolünü zayıflatma çabalarına karşı koymak için dolarizasyonu teşvik etme yollarını değerlendirdiği bildirildi. Financial Times'ın haberine göre, Beyaz Saray ve Hazine Bakanlığı yetkilileri konuyla ilgili uzmanlarla bir araya gelirken, Beyaz Saray görüşmeleri doğruladı ancak resmi bir politika değişikliği olmadığını belirtti.
YDH - ABD'li yetkililerin, Çin’in Amerikan para biriminin küresel rolünü zayıflatma girişimlerine karşı koymak amacıyla doların başka ülkelerde temel para birimi haline getirilmesini tartıştığı bildirildi.
Financial Times'ın haberine göre bu kapsamda, Hazine Bakanlığı ve Beyaz Saray gibi çeşitli kurumlardan yetkililer, ağustos ayında Johns Hopkins Üniversitesi profesörü ve dolarizasyon konusunda önde gelen uzmanlardan Steve Hanke ile bir araya geldi.
Görüşmede, bu politikanın nasıl hayata geçirilebileceği ele alındı.
Hanke, Financial Times'a yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin konuyu "son derece ciddiye aldığını" ancak henüz nihai bir karar alınmadığını söyledi.
İki toplantı yapıldığını belirten Hanke, ikincisine Beyaz Saray ile bağlantılı "siyasi bir ismin" katıldığını aktardı.
Hanke'ye göre söz konusu isim, Çin’in gelişmekte olan piyasalara uluslararası ödemelerde doları daha az kullanma çağrısı yapmasından Washington'un duyduğu kaygıyı dile getirdi.
Hanke ayrıca, dolarizasyona yönelik ilginin, Washington’un dolar destekli stabil kripto paraları (stablecoin) daha yaygın kullanma isteğiyle de örtüştüğünü ifade etti.
Hanke, "Üst düzey yöneticiler, bu konuyla ilgili bütün başlıkların titizlikle incelenmesini istedi. İşte burada sizin mütevazı hizmetkârınız devreye giriyor" diye konuştu.
Beyaz Saray: Resmi bir karar yok
Beyaz Saray sözcüsü Kush Desai, Hanke ile yapılan görüşmeleri teyit etti ancak dolarizasyonun teşvik edilmesi yönünde resmi bir karar alınmadığını vurguladı.
Desai, "Başkan Trump, doların gücünü ve kudretini koruma konusundaki bağlılığını defalarca teyit etti. Ulusal öneme sahip diğer meselelerde olduğu gibi, yönetim bu konuda da Başkan’ın önceliğini daha iyi anlamak amacıyla dış uzmanlara düzenli olarak danışıyor. Ancak bu istişareler ve dinlemeler, yönetimin resmî tutumunu veya politikasını yansıtan adımlar olarak görülmemeli" dedi.
Donald Trump, ikinci başkanlık döneminin başında, BRICS ülkelerinin doları terk etmesi durumunda bu ülkelere yüzde 100 gümrük vergisi uygulayacağını söylemişti.
Arjantin'de dolarizasyon tartışmaları
Hanke, dolarizasyona geçme potansiyeli bulunan ülkeler arasında Lübnan, Pakistan, Gana, Türkiye, Mısır, Venezuela, Zimbabve ve Arjantin’i saydı.
Bu ülkelerden Arjantin, pesonun eylül ayında yaşadığı büyük değer kaybının ardından "ekonomik istikrarın sağlanması" amacıyla ABD’den 20 milyar dolar destek almıştı.
Pesoya duyulan güvenin sık sık sarsılması, dolarizasyonu Arjantin’in kronik döviz krizlerinden bir çıkış yolu olarak gündemde tutuyor. Bu politika, ülkenin yeni devlet başkanı libertaryen Javier Milei’nin seçim faaliyetlerinin de merkezinde yer alıyordu.
Bununla birlikte Arjantin Maliye Bakanı Luis Caputo, kısa süre önce yaptığı açıklamada, ülkenin yeterli dolar rezervine sahip olmaması nedeniyle dolarizasyonun kısa vadede uygulanmayacağını, ancak uzun vadede bir seçenek olarak kalmaya devam ettiğini belirtti.
Financial Times, Ekvador ve El Salvador gibi küçük Latin Amerika ülkelerinin ekonomilerinde halihazırda dolar kullandığını anımsattı.
Arjantin de 1991-2002 yılları arasında dolara sabitlenmiş bir "para politikaları kurulu" sistemini denemiş, ancak 2001’deki temerrüt krizinin ardından bu sistemden vazgeçmişti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Arjantin’in yeniden dolarizasyona gitmesinin ülkeyi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) politikalarına bağımlı kılacağını ve bu nedenle iktisadi büyümenin düşük kalacağını savunuyor.
Haberde, Milei’nin partisinin kongre seçimlerindeki zaferinin ardından yatırımcıların, Arjantin hükümetinin ABD ve IMF desteğiyle pesoda daha esnek bir döviz rejimine geçmesini umduğu kaydedildi.
Öte yandan, Elliott Management yatırım fonunun eski kıdemli portföy yöneticisi Jay Newman, Arjantin’in dolarizasyona geçmesinin ülkeyi "krizlerin kısır döngüsünden" kurtaracağını savundu.
Newman, fonun Arjantin’in ödenmemiş borçları için yıllarca süren bir hukuk mücadelesini kazandığını da hatırlattı.
Hanke'nin hesaplamalarına göre, Arjantin’in 1995’ten bu yana biriktirdiği borcun yaklaşık yüzde 76’sı sermaye kaçışından kaynaklandı.
Bu durumun pesoya yönelik kronik güvensizliği yansıttığını belirten Hanke, "Bu kurtarma paketlerinin hepsi kötü bir anlaşma. Eğer borcun sadece dörtte biri ülke içinde kalıyor ve üretken biçimde kullanılıyorsa, borcu çevirmek için yeterli nakit akışı oluşmaz" diye ekledi.
