"Ziyaret, Washington’un yeni rejimi kucaklama ve Suriye dosyasında 'bir tür başarı' elde etme çabasının parçası."
YDH - ABD, Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimini IŞİD karşıtı uluslararası koalisyona dahil etmeye hazırlanıyor. Bu süreçte Washington, Colani ile işbirliğini artırırken, İsrail’le güvenlik anlaşması ve olası normalleşme adımları da gündeme geldi. El-Ahbar gazetesi yazarı Amir Ali'nin değerlendirmesine göre ekonomik toparlanmayı öncelik haline getirirken, ABD ve bölgesel aktörler sürecin istikrarını sağlamaya çalışıyor.
Geçici dönemin Suriye Devlet Başkanı Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed eş-Şaraa), önümüzdeki iki hafta içinde Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’u ziyaret edecek.
Colani'nin, ziyareti sırasında hükümetinin ABD liderliğindeki "uluslararası koalisyona" IŞİD’e karşı resmen katılım anlaşmasını imzalaması bekleniyor.
ABD’nin Suriye özel temsilcisi Tom Barrack, Suriye’nin yeni rejimi ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmak üzere olunduğunu açıklayarak, Şam’ın "muhtemelen Tel Aviv’le ilişkilerini normalleştirmeye doğru gittiğini" ifade etti.
Bu ziyaret, bir Suriye liderinin Beyaz Saray’a ilk kez adım atacağı temas olma özelliğini taşıyor. Görüşmenin bu ayın onunda yapılması planlanıyor.
Ziyaret, Washington’un yeni rejimi kucaklama ve Suriye dosyasında "bir tür başarı" elde etme çabasının parçası.
Özellikle Şam ile Tel Aviv arasında güvenlik anlaşması imzalanması bu çerçevede öne çıkıyor.
Anlaşmanın imzalanma süreci, geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumlarının kulislerinde sekteye uğramıştı.
Görünürdeki gerekçe, İsrail’in anlaşma taslağına, işgal altındaki toprakları Süveyda’ya bağlayacak bir yolun açılmasını öngören yeni bir madde eklemek istemesiydi.
O dönemde rejim, Tel Aviv’in sunduğu ve ülkenin güneyini üç bölgeye ayıran taslağı prensipte kabul etmişti. Bu taslağa göre birinci bölge, geçen yılın sonunda eski rejimin çöküşünden sonra İsrail’in kontrolüne geçen alanları, aralarında Cebel eş-Şeyh zirvesini de kapsayacak şekilde içeriyor.
İkinci bölge, İsrail’in Şam’a askeri varlık yasağı koyduğu güvenlik hattı olarak tanımlanıyor.
Üçüncü bölge ise hava sahasını kapsıyor ve Şam’ın savaş uçaklarının, varsa, başkent çevresinden işgal altındaki topraklara kadar uçmasını yasaklıyor.
Bu bağlamda Barrack, Bahreyn’de düzenlenen Manama Diyaloğu forumuna katılımı sırasında Axios sitesine yaptığı açıklamalarda, Colani'nin ziyaretinin ardından ABD arabuluculuğunda İsrail ve Suriye arasında beşinci doğrudan müzakere turunun yapılacağını söyledi.
Amaç, yıl sonuna kadar sınırlar konusunda kapsamlı bir güvenlik anlaşmasına ulaşmak.
Barrack, "Müzakereler olumlu yönde ilerliyor" diyerek, "Yakında bir güvenlik anlaşmasına ulaşmayı umuyoruz, Suriyeliler iyi bir iş çıkarıyor" ifadelerini kullandı.
Rejimin Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani de forumdaki konuşmasında, Colani'nin Washington ziyareti sırasında ülkesine uygulanan kalan yaptırımların kaldırılması, yeniden inşa süreci ve terörle mücadele konularını görüşeceğini belirtti.
Şeybani, ziyareti "tarihi bir olay" olarak nitelendirdi.
Bu adım, "uluslararası koalisyon"un geçici yönetimle işbirliği yapma olasılığını test ettiği bir dizi denemenin ardından atıldı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre yaklaşık 20 ortak operasyon gerçekleştirildi.
Bu operasyonlar, Washington’un yakalanmasını veya ortadan kaldırılmasını istediği kişileri hedef aldı ve bu kişiler geçici yönetimin kontrolündeki bölgelerde bulunuyordu.
Son operasyon, Şam kırsalında (Dumayr yakınlarında) düzenlenen bir baskın ve hava indirme harekâtıydı. Operasyon, bir aşiret mensubunu hedef aldı ve üç kişinin ölümüne yol açtı.
Bu kişiler arasında hedef alınan isim de vardı; yanlış istihbarat nedeniyle serbest bırakılmasından kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Olay, hâlâ etkileri devam eden bir aşiret krizine neden oldu.
ABD’nin rejimi koalisyona dahil etmeye hazırlanması, Colani rejimine kapı aralamak için belirlediği şartlardan biri olarak görülüyor.
Bu kapsamda, ABD’nin Ürdün ve Irak sınırlarının kesiştiği Tenef bölgesinde eğittiği Arap kökenli bir grup olan Hür Suriye Ordusu, İçişleri Bakanlığı yapısına dahil edildi. Ancak birlik, tek bir bütün olarak muhafaza edilerek "terörle mücadele özel gücü" statüsüne kavuştu.
Bu adım, ABD’nin fiilen bu güçlere güvenmeye devam ettiğini gösteriyor. Çünkü yeni kurulan Savunma Bakanlığı’na bağlı oluşumlar hâlâ güvenilir görülmüyor. Bu oluşumlar arasında radikal gruplar ve yabancı savaşçılar bulunuyor ve bunlar, zaten karmaşık olan Suriye dosyasının çözülmemiş düğümlerinden biri olarak kalmaya devam ediyor.
Bu düğümlerin başında Kürt özerk yönetimi meselesi, kendi özerk yapısına sahip hale gelen Süveyda (Dürzi) bölgesi ve özellikle orta ve kıyı kesimlerde sürekli öldürme ve kaçırma olaylarına maruz kalan azınlıklar dosyası yer alıyor.
Rejimin "öncelik" olarak gördüğü ekonomik dosya da bu karmaşık tabloya ekleniyor. Yönetim, ABD’nin uyguladığı bazı yaptırımları kaldırarak verdiği destek sayesinde bu alanda bir "başarı" elde edip otoritesini pekiştirmeye çalışıyor.
Colani rejimi ayrıca, Suudi Arabistan’ın bu süreçte belirleyici bir rol üstlenmesini bekliyor. ABD’li temsilci Thomas Barrack'ın, bu konuda Riyad ile Ankara arasında denge kurmaya çalıştığı aktarılıyor.
Çeviri: YDH