İsrail’in Sde Teiman toplama kampında yaşanan Filistinli rehinelere yönelik kötü muamele skandalı derinleşiyor. Eski Askeri Savcı Yifat Tomer-Yeruşalmi, cezaevindeki kötü muameleye dair gözetim videosunun sızdırılmasıyla bağlantılı olarak tutuklandı.
YDH- İsrail’in eski Askeri Savcısı Yifat Tomer-Yeruşalmi, kötü şöhretli Sde Teiman toplama kampında bir Filistinli rehineye yönelik kötü muameleye ait gözetim videosunun sızdırılmasıyla ilgili büyüyen skandal kapsamında tutuklandı.
Tomer-Yeruşalmi istifasının ardından üç gün geçmeden, ordu içindeki hukuk uygulamalarına yönelik eleştirilere karşılık vermek amacıyla görüntülerin sızdırılmasına onay verdiğini açıklamıştı.
İsrail medyasına yansıyan istifa mektubunda Tomer-Yeruşalmi, “Birimden medyaya ulaşan tüm materyallerin sorumluluğunu üstleniyorum. Bu sorumluluk, Askeri Savcı olarak görevimi sonlandırma kararımın da temelidir” ifadelerine yer verdi.
Sorumlu olduğu ofis, askerlerin olası suistimallerini soruşturmakla görevliydi.
Tutuklanması, Pazar günü birkaç saat kaybolmasının ardından gerçekleşti. Tel Aviv'de geniş çaplı bir arama operasyonu başlatıldı; sağlık durumu hakkında çeşitli spekülasyonlar yapıldı.
Polis, akşam saatlerinde Tomer-Yeruşalmi’nin “güvende ve sağlıklı” bulunduğunu açıkladı.
İsrail polisi, Pazartesi sabahı, “Özel bir polis ekibinin yürüttüğü soruşturma kapsamında sızıntı ve diğer ciddi suçlamalarla ilgili” iki kişinin tutuklandığını duyurdu. Gözaltı sürelerinin uzatılması için aynı gün duruşma yapılacak.
Tomer-Yeruşalmi’nin tutuklanmasının ardından hükümet yetkilileri saldırılarını sürdürdü.
Netanyahu’nun Likud partisinden Tally Gotliv, sosyal medyada Tomer-Yeruşalmi’nin “ömür boyu demir parmaklıklar ardında olması gerektiğini” yazdı.
Tomer-Yeruşalmi’nin tutuklanması, Sde Teiman’daki kötü muamele skandalında yeni bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçiyor.
Sde Teiman toplama kampında gerçekleşen Skandal, geçen yıl Temmuz ayında patlak verdiğinde İsrail siyasetinde derin sarsıntılar yarattı. O dönemde askeri polis, kampta bir Filistinli rehinenin maruz kaldığı kötü muamelenin soruşturması kapsamında bazı askerleri gözaltına aldı.
Askeri yetkililer, toplama kampında görevli beş yedek askerin “ağırlaştırıcı koşullar altında kötü muamele” suçlamasıyla yargılandığını duyurdu.
Ancak söz konusu askerler suçlamaları reddediyor.
Bu olay, Filistinli rehinelerin kamp koşullarına yönelik sert eleştirileri beraberinde getirdi. Fakat İsrail’in sağ kanadında, kamuoyundaki yoğun tepki daha çok askerlerin soruşturulmasına odaklandı.
Askerlerin tutuklanmasının ardından aşırı sağcı protestocular Sde Teiman toplama kampına girdi; bazıları işgal başbakanı Benyamin Netanyahu’nun koalisyonundaki milletvekilleriyle birlikteydi.
Bu gelişme üzerine dönemin ordu komutanı Herzi Halevi, protestocuları “anarki sınırlarında, ciddi ve yasa dışı davranışlarda bulunmakla” suçladı.
O tarihten itibaren aşırı sağcı politikacılar, eski Askeri Savcı Yifat Tomer-Yeruşalmi ve ofisine yönelik saldırılarını artırdı.
Tomer-Yeruşalmi’nin, Cuma günü Sde Teiman’dan yayımlanan görüntülerin “ordu hukuk uygulamalarına yönelik yanlış propagandayı çürütmek” amacıyla paylaşılmasına onay verdiğini açıklaması tepkileri daha da yoğunlaştırdı.
İsrail, uluslararası hukuk açısından meşru bir egemenlik temeline sahip olmadığı için eylemlerini hukuk düzeni olarak nitelemek mümkün değil.
Dolayısıyla, bu yapının özgürlüğünü gasp ettiği kişileri “tutuklu” ya da “mahkum” olarak tanımlamak, fiili bir işgal gücünün keyfi alıkoyma pratiğine hukuki meşruiyet atfetmek anlamına geliyor.
Bu bağlamda, İsrail’in hapishane olarak tanımladığı mekânlar gerçekte sistematik rehine kamplarıdır ve burada tutulan kişiler esasında sivil rehinelerdir.
