İsrail'in Yemen'deki casusluk ağı nasıl çalışıyor?

img
İsrail'in Yemen'deki casusluk ağı nasıl çalışıyor? YDH

"İsrail'in Yemen'deki casusluk ağı, farklı araçlar ve yöntemler kullansa da Suriye, Lübnan, Filistin ve diğer yerlerdeki faaliyetlerine benzer şekilde çalışıyor."




YDH - Islamic World News portalının incelemesine göre İsrail, Yemen'deki hava saldırılarından istediği sonucu alamayınca Filistin'e destek operasyonlarını durdurmak için stratejisini casusluk faaliyetlerine kaydırdı. Bu yeni yaklaşım, Mossad'ın Ensarullah karşıtı gruplardan ajan devşirmesi, suikastlar için terör hücrelerini etkinleştirmesi ve uydu görüntüleri ile siber saldırılar gibi teknolojik yöntemler kullanmasını içeriyor.

Siyonist medyada ilan edildiği üzere, bu rejimin istihbarat kurumları, Yemen'in enerji ve hizmet altyapısına yönelik hava saldırılarının sonuçsuz kalmasının ardından, Yemen Silahlı Kuvvetlerinin Filistin'e destek operasyonlarını durdurmak için çabalarını casus devşirme ve istihbarat toplamaya yoğunlaştırdı.

İtalyan dergisi Il Faro sul Mondo'nun haberine göre İsrail, Yemen'deki çatışmayı Gazze'de süren savaştan ayırmaya ve Sanaa hükümetinin mevzilerine yönelik hedefli bir askeri saldırıya hazırlanmaya çalışıyor.

Bu amaçla farklı alanlarda eş güdümlü adımlar gündeme alınmış olup bunlar aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

1- Casusluk ağlarının kurulması ve ajan devşirilmesi:

Mossad, son günlerde sosyal ağlarda geniş çaplı bir eleman toplama faaliyeti başlatarak Yemen'deki Ensarullah Hareketi muhaliflerini, gizli bir operasyon birimi olan Birim 504'e katılmaya davet etti.

Siyonistlerin bu birimi kurmak için Yemen'in işgal altındaki bölgelerinde bulunan Ali Abdullah Salih'in kalıntılarından Güney Geçiş Konseyine kadar Ensarullah'a muhalif tüm gruplarla şüphesiz temasa geçtiği düşünülüyor.

Bu faaliyetler, İsrail'in Yemen'e yönelik istihbarat operasyonlarını genişletme ve Yemen'in Gazze'deki Filistinlilere verdiği desteğe karşılık önleyici saldırılar düzenleme niyetini gösteriyor.

İsrailli yetkililer, Ensarullah Hareketi'nin sloganlarına ve bayrağına atıfta bulunarak Yemen'in kendi rejimleri için varoluşsal bir tehdit olduğunu ve Yemen'i yok etmek için her türlü çabayı göstereceklerini sürekli vurguluyor.

Bu doğrultuda Siyonist rejim Başbakanı Benyamin Netanyahu, açıklamalarında defalarca Yemen'e yönelik saldırıları sürdürmek istediğini belirtti. Netanyahu’nun bu tehdidi, Yemen'in Gazze'ye destek operasyonlarının son ateşkesin ardından durmuş olmasına rağmen geldi.

İsrail'in Kanal 12 televizyonu da yakın tarihli bir haberinde, Netanyahu'nun Gazze savaşı bittikten sonra bile Yemen'e yönelik saldırıları sürdürme niyetinde olduğunu duyurdu.

İsrail'in Sanaa'daki casusluk ağı, yalnızca Yemenli muhalifler arasından casus devşirmeye çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda insani yardım kuruluşlarına ve uluslararası örgütlere sızarak bazı unsurları terör eylemlerinde kullanıyor.

Örneğin, Siyonist rejim ordusunun 28 Ağustos'ta Yemen'e düzenlediği on altıncı hava saldırısı sırasında Yemen hükümetinin kabine toplantısının yapıldığı yer hedef alındı.

Saldırıda, Değişim ve İmar Hükümeti Başbakanı Ahmed el-Rahavi’nin de aralarında bulunduğu 12 Yemenli devlet adamı hayatını kaybetti.

Elbette Yemen güvenlik güçleri ve Ensarullah Hareketi İstihbarat Teşkilatı, Mossad ve CIA'in Suudi ajanı Hamed Hüseyin el-Mecali ile bağlantılı bir şebekenin yakalanması ve insani yardım örgütleri ile uluslararası kuruluşlardaki bir Mossad ajan ağının çökertilmesi gibi bazı adımlar attı ve çok sayıda yerli ve yabancı casusu yakaladı.

Ancak İsrail'in casusluk ağlarıyla mücadele, daha karmaşık imkânlar ve planlar gerektiriyor.

Genel olarak, ABD ve İsrail güvenlik teşkilatlarının casus devşirme ve bu tür ağlar kurmadaki amacı; Yemen'in füze ve İHA üsleri, Yemen Deniz Kuvvetlerinin mevzileri, silah depoları ve önde gelen siyasi ve askeri şahsiyetlerin faaliyet gösterdiği yerler hakkında saha bilgisi toplamak.

2- Ensarullah karşıtı grupların etkinleştirilmesi ve güçlendirilmesi:

Son günlerde Sanaa şehri ve el-Beyda vilayetinde hedefli suikastlar düzenlendi. Bu durum, ABD ve İsrail güvenlik teşkilatlarının Ensarullah kontrolündeki bölgelerde suikast hücrelerini faaliyete geçirme niyetinde olduğunu gösteriyor.

Bu suikastlar genellikle saha komutanları, yerel yetkililer, güvenlik güçleri ve benzeri hedeflere yönelik düzenleniyor ve bazen de güvensizlik ve kaos ortamı yaratma amacı taşıyor.

Örneğin 31 Ekim'de Sanaa'da bir kadın doktor kimliği belirsiz kişilerce, 25 Ekim ve 1 Kasım tarihlerinde ise Rida ilçesinde Ensarullah'ın yerel güçlerinden iki kişi suikasta kurban gitti.

El-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerinin Rida'daki geçmiş faaliyetleri göz önüne alındığında, bu grubun Batılı-Arap güvenlik kurumlarının desteğiyle yeniden faaliyete geçtiği tahmin ediliyor.

El-Beyda vilayeti çevresindeki Rida, el-Kayfa, ez-Zahir, Mukayras ve es-Savma bölgeleri, tekfirci grupların varlığı nedeniyle Yemen'de güvensizlik ortamı yaratmak ve terör saldırıları düzenlemek için en elverişli alanlardan biri.

Elbette el-Beyda'daki aşiretlerin çoğu Ensarullah ile müttefiktir ve bu bölgelerin yeniden düşmesi kolay olmayacak.

Tekfircilerin bu hareketliliğiyle eş zamanlı olarak Amalika Güçleri, Tarık Salih'in güçleri ve Suudi-Emirlikler koalisyonuna bağlı diğer gruplarla ilişkilerin güçlendirilip artırılması, ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki büyükelçiliklerinin programlarının başında yer alıyor.

Yemenli paralı askerler, Steven Fagin ve Abduh Şerif'in desteğiyle Yemen'in devrimci güçlerine karşı olası bir kara harekâtı için kabiliyetlerini geliştiriyor.

3- İletişim ağları ve uydu görüntüleri:

Yemen'in işgal altındaki bölgelerindeki iletişim ağları üzerinde hâkimiyet kurmak, siber saldırılar düzenlemek, füze ve İHA üslerinin konumlarını tespit etmek için uydu görüntülerini incelemek ve Ensarullah'ın sahadaki hareketliliğini izlemek de İsrail'in Yemen'deki casusluk ağının öncelikli faaliyetleri arasında yer alıyor.

Bu faaliyetlerin tüm boyutları açık kaynaklarda pek belirgin değil ancak özellikle X'te (eski adıyla Twitter) uydu görüntülerini kullanarak Ensarullah'ın Saada ve Sanaa'daki askeri üslerinin hareketliliğini izleyip analiz eden kullanıcılar bulunuyor. Bu kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak Batılı güvenlik kurumlarıyla bağlantılı olduğu düşünülüyor.

Ayrıca kısa süre önce, Güney Geçiş Konseyi'ne (BAE'ye bağlı Yemenli gruplardan biri) bağlı güvenlik güçlerinin, Hadramut vilayetindeki telefon hatlarını kontrol etmek ve sahiplerini izlemek için İsrailli Cellebrite şirketinin casus yazılımlarını kullandığına dair bir haber yayımlandı.

Bu durum, Siyonistlerin Yemen'deki casusluk ağı faaliyetlerini Lübnan, Suriye ve Filistin'dekine benzer şekilde yürüttüğünü gösteriyor.

Sonuç olarak, İsrail'in Yemen'deki casusluk ağı, farklı araçlar ve yöntemler kullansa da Suriye, Lübnan, Filistin ve diğer yerlerdeki faaliyetlerine benzer şekilde çalışıyor.

Yemenliler bu geniş ağla mücadelede önemli bir halk desteğine sahip ve bu güç unsurunu düşmanın sahadaki unsurlarının faaliyetlerini etkisiz hale getirmek için kullanabilirler.

En azından Yemen'in kuzey ve orta kesimlerindeki toplumda ihanet ve paralı askerlik, aşiret kültürüne ve düşünce yapısına aykırı ve çirkin bir eylem olarak görülüyor. Bu ise, terör ve tekfirci örgütlerin yanı sıra sahadaki ajanların faaliyetlerini önlemek için uygun bir zemin oluşturuyor.

Siyonistlerin bu girişimdeki temel amacı, ilk olarak Yemen savaş cephesini direniş ekseniyle yürütülen bölgesel savaştan ayırmak ve nihayetinde Yemen'den kaynaklanan tehdidi ortadan kaldırmak.

Denizde ve işgal altındaki Filistin'de füze ve İHA operasyonlarını güçlendirip sürdürmek, bu amacı boşa çıkarmak için uygun bir yanıttır ancak hava saldırılarıyla ve düşmanın iletişim ağları ile uydular üzerindeki hâkimiyetiyle başa çıkmak için yeterli değildir.

Çeviri: YDH