Adalet Bakanı Adil Nassar, İsrail’le müzakerelerin Lübnan için kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, direnişin çözüm olmadığını ve devletin tam egemenlik ve güçlü diplomasiyle güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Seçim yasasındaki eksikliklere dikkat çeken Nassar, Suriye ile yapılan olumlu görüşmelerin tutuklu transferi ve güvenlik konularını kapsadığını belirtti.
YDH- Adalet Bakanı Adil Nassar, Sputnik'e verdiği demeçte, İsrail’le müzakerenin artık bir zorunluluk haline geldiğini belirterek, direnişin “çözüm olmadığına” inandığını söyledi.
Nassar şöyle dedi:
“Lübnan halkının haklarını güvence altına almak ve ülkemizi olumsuz etkileyebilecek gelişmelerin önüne geçmek için İsrail’le müzakereler kaçınılmazdır. Müzakerelerin başarıya ulaşmasının tek yolu, devletin tam egemenliğini tesis etmesi ve toprakları üzerinde mutlak kontrol sağlamasıdır.”
İsrail saldırılarından zarar görenlerin “bu adıma hazır olmadığını” söylemesi halinde normalleşmeye karşı olduğunu vurgulayan Nassar şöyle dedi:
“Lübnan toplumu daha önce yaşadığı felaketleri yeniden yaşamak istemiyor. Bu nedenle, İsrail’le onun çıkarına hizmet edecek bir zeminde yüzleşmek büyük bir hatadır. İsraillilerle daha güçlü bir platformda karşılaşmanın yolu müzakereden geçer.”
Nassar, “Lübnan müzakerelerde güçlü bir konum elde edebilmek için düşmanla doğrudan yüzleşmelidir; çünkü biz onun zayıflıklarını iyi biliyoruz. Doğrudan müzakere Lübnan’ı güçlendirir, ikiyüzlülük ise zayıflatır” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan, Meclis Başkanı Nebih Berri’nin “Lübnan devletinin müzakere için gerekli güce sahip olmasını sağlamak amacıyla silah tekelinden yana olduğunu” belirterek, silah tekelinin “Batı’ya ya da İsrail’e hizmet değil, Lübnan halkı için bir güvence” olduğunu vurguladı.
Nassar, Hizbullah’ın İsrail ordusunu Lübnan’a çektiğini öne sürerek şöyle dedi:
“Direnişin müdahalesi, İsrail ordusunu ülkeye soktu; çünkü savaş öncesinde İsrail beş noktada bile varlık göstermiyordu. Dolayısıyla çözüm direniş değil, müzakere edebilen bir devlettir”
Hizbullah’a çağrıda bulunan Bakan, örgütün “devlet projesine yönelmesi ve bu çerçevede silahlarını teslim etmesi gerektiğini” savundu. Bu konunun artık “bir tercih değil, bir zorunluluk” olduğunu ifade etti.
İsrail’den gelebilecek tehditlere ilişkin değerlendirmesinde Nassar, “Bu tehditlere karşı koyabileceğimize inanıyoruz. Ancak silahların bu tehditleri caydırmayacağına ve devletin diplomasi, uluslararası platformlar ile müzakereler yoluyla Batı ve Arap ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirerek İsrail karşısında gerçek bir güç haline gelmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Başka bir konuda konuşan Nassar, mevcut seçim yasasının “açıklar içerdiğini” belirterek şöyle konuştu:
“Parlamento seçimleri konusunda farklı görüşlerin olması doğaldır. Hükümet komitesi mevcut yasada eksiklikler tespit etti. Yurtdışında yaşayanların 128 milletvekili için oy kullanma hakkı, hiçbir mezhebi hedef almak ya da dışlamak anlamına gelmez. Seçimi ertelemeye yönelik her girişim çözüm değil, sorunun kendisidir.”
Bakan, Suriye tarafıyla yapılan görüşmelerin olumlu geçtiğini de belirterek, “Bu görüşmelerde tutukluların Suriye’ye nakli için bir adli mutabakat önerildi. Ayrıca suikastlar, Suriye’nin eski rejim dönemindeki eylemlerine ilişkin olası bilgileri, zorla kaybedilenler ve Lübnanlı kaçakların iadesi konuları da ele alındı” dedi.
Eski rejime mensup subayların teslimine ilişkin olarak ise Nassar, “Bu konuda dikkate alınmaması gereken bir hukuki çerçeve mevcut. Ayrıca Suriye heyeti bu talebi doğrudan gündeme getirmedi” açıklamasında bulundu.
