Lübnanlı analist Kasım Kasım, İsrail’in Kanal 13 televizyonunda yer bulan ve sızdırılmış savaş kabinesi tutanaklarına dayanan belgeseli analiz etti. Kasım'a göre belgesel, İsrail'in İran'a yönelik bir savaşta asıl hedeflerinin Devrim Lideri Ali Hamenei'ye suikast düzenlemek, hükümeti devirmek ve bu amaçlar için ABD'nin doğrudan askeri müdahalesine bel bağlamak olduğunu gösteriyor.
YDH - Lübnanlı analist Kasım Kasım, İsrail'in Kanal 13 televizyonunda yayımlanan ve İran'a yönelik bir savaş senaryosunun gizli ayrıntılarını içeren belgeseli analiz etti.
Kasım, belgeselin sızdırılmış savaş kabinesi tutanaklarına dayandığını belirterek, Siyonist rejimin asıl hedeflerinin Devrim Lideri Ali Hamenei'ye suikast düzenlemek ve İran hükümetini devirmek olduğunu söyledi.
Kasım, el-Mahatta kanalındaki yayınında, "12 Gün" başlıklı belgeselin, İsrail hükümetinin normalde on yıllarca gizli kalması gereken kabine toplantı tutanaklarını Kanal 13'e vermesiyle hazırlandığını belirtti.
Analist, bu durumun alışılmadık olduğuna dikkat çekerek, "1973 Ekim Savaşı'na ait bazı kabine oturumları 52 yıl geçmesine rağmen hâlâ gizliyken, bu belgelerin savaş senaryosundan sadece birkaç ay sonra açıklanması, Netanyahu için siyasi bir propaganda amacı taşıyor" dedi.
Netanyahu: İran'ı şimdi durdurmazsak varlığımız tehlikeye girer
Belgeselde yer alan tutanaklara göre, Başbakan Benyamin Netanyahu'nun savaş kabinesi toplantısını, "Tarihi bir andayız ve kaderimizi belirleyecek bir karar almalıyız" sözleriyle açtığını aktaran Kasım, Netanyahu'nun şu ifadeleri kullandığını belirtti:
"Eğer İranlıları şimdi durdurmazsak, birkaç yıl içinde on binlerce kilogram zenginleştirilmiş uranyuma sahip olacaklar. Bu da onların sekiz ila dokuz nükleer bomba yapmalarını sağlar. Tehlike artık sadece uranyum elde etmeleri değil, nükleer silah montajına başlamalarıdır. Şimdi harekete geçmez ve İran'ın komuta-kontrol merkezlerine ve nükleer bilim insanlarına güçlü bir darbe indirmezsek, gelecekte var olamayız. Tanrı yardımcımız olsun."
Kasım, Netanyahu'nun ayrıca İran'ın balistik füze üretim kapasitesini yok etmeyi ve bu sayede müzakerelerde üstünlük sağlamayı hedeflediğini söylediğini ekledi.
Netanyahu'nun, "Bu saldırılar İran'daki rejimi devirirse harika olur. Eğer devirmezse, bu İsrail'in bir sonraki görevi olacaktır ve aynı kararlılıkla bu hedefe yöneleceğiz" dediği de tutanaklarda yer alıyor.
Askeri hedefler: Nükleer tesisler, bilim insanları ve komuta merkezleri
Kasım'ın analizine göre, kabine toplantısında sunum yapan üst düzey bir askeri kaynak, İran'ın nükleer silah üretmesine yaklaşık altı ay kaldığını söyledi.
Söz konusu kaynak, askeri harekâtın hedeflerini şöyle sıraladı:
"Harekâtın amacı, İran'ın uzun vadede nükleer bir güç olmasını engellemek ve İsrail'in stratejik dengesini iyileştirmektir. Askeri hedefler; Natanz'daki nükleer tesisi imha etmek, nükleer silahlanma alanındaki kilit isimleri hedef almak ve uranyum dönüştürme tesislerini vurmaktır. Tahran, İran'ın ağırlık merkezi olduğu için orada da birçok hedef vurulacak."
Aynı kaynak, İsrail iç cephesinin "daha önce hiç görmediği bir durumla" karşı karşıya kalacağını ve ağır savaş başlıklarına sahip yüzlerce füzenin İsrail şehirlerini vurabileceğini öngördü.
Planın kilit noktası: ABD'nin Fordo'yu vurması
Toplantıda en kritik konulardan birinin, ABD'nin savaşa katılıp katılmayacağı olduğu ortaya çıktı.
Kasım, askeri kaynağın bakanlara, "Fordo nükleer tesisini biz yok edemeyiz. Fordo, ancak ABD'nin katılımıyla imha edilebilir" dediğini belirtti.
Bu noktadan sonra tüm planın, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ı savaşa dahil etmeye odaklandığı anlaşılıyor.
Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer'in, savaşın dördüncü veya beşinci gününde Trump'ın saldırıya onay verdiğini, ancak B-2 bombardıman uçaklarının özel füzelerle donatılmasının iki gün ila bir hafta süreceğini kabineye bildirdiği aktarıldı.
"Asıl hedef Hamenei'ye suikast düzenlemek"
Kasım, belgeselin en çarpıcı yanlarından birinin, İsrail'in nükleer programın ötesinde doğrudan İran liderliğini hedef aldığını göstermesi olduğunu vurguladı.
Mossad Başkanı olduğu tahmin edilen üst düzey bir istihbarat kaynağının, "Hamenei'yi getirmek, yani yerini tespit edip hedef almak için her türlü çabayı göstermeliyiz. Natanz önemli bir hedefdir ancak asıl hedef Hamenei'dir" dediği belirtildi.
Aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotriç'in de toplantıda, "Hamenei'yi aramaya ve suikast için yerini bulmaya devam etmeliyiz" diyerek bu hedefi desteklediği kaydedildi.
Savaşın dördüncü gününde beklentiler değişti
Analize göre, İsrail savaşın ilk günlerinde elde ettiği başarılarla özgüven tazelerken, dördüncü günden itibaren ABD'nin müdahalesine olan ihtiyaç belirginleşti.
Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, "Eğer Amerika şimdi savaşa girerse, bu savaşı 48 saat içinde bitirebiliriz" dediği ifade edildi.
İsrailli yetkililer, İran'ın ilk günlerde "şokta olduğunu" ve füze fırlatmakta zorlandığını değerlendirdi. Ancak savaş ilerledikçe, İsrail'in tüm hedefleri tükettiği ancak ana hedeflerden biri olan Fordo'nun hâlâ ayakta olduğu ve İran'ın füze saldırılarına devam ettiği bir noktaya gelindi.
Nihai amaç: İran hükümetini devirmek
Kasım, belgedeki tartışmaların İsrail'in nihai amacının nükleer programı yok etmekten çok daha fazlası olduğunu açıkça gösterdiğini söyledi.
Netanyahu'nun, "İran halkını rejimi devirmeleri için harekete geçirmeliyiz. Halk, rejimin zayıfladığını hissettiğinde bu gerçekleşebilir" dediği aktarıldı.
Savaşın on ikinci gününde, Trump'ın emriyle ABD Hava Kuvvetleri'nin Fordo, Natanz ve İsfahan'daki tesisleri vurduğu, ancak İran'ın son bir füze saldırısıyla karşılık verdiği belirtildi.
İsrail'in misilleme yapmak istemesine rağmen Trump'ın attığı bir tweet ile operasyonu durdurduğu ve savaşın sona erdiği ifade edildi.
Kasım, analizin sonunda, "İsrail'in İran'a yönelik savaşının gerçek hedefi nükleer veya füze programı değildi. Uzun vadeli hedef; rejimi devirmek, halkı yönetime karşı kışkırtmak ve en önemlisi Devrim Lideri Ali Hamenei'ye suikast düzenlemekti" diye konuştu.
