Çin’den ABD’ye 200 milyar dolarlık kredi

img
Çin’den ABD’ye 200 milyar dolarlık kredi YDH

Washington, gelişmekte olan ülkeleri Çin’in “borç tuzakları” konusunda uyarırken, Çinli finans kurumları ABD’de neredeyse her eyalette 2.500 projeye kredi sağladı; bunlar arasında gaz boru hatları ve havaalanı terminalleri de bulunuyor.




YDH- Salı günü yayımlanan araştırmaya göre, Çinli finans kurumları, ABD’ye son 25 yılda 200 milyar dolardan fazla kredi verdi ve bu rakam, diğer ülkelere sağladıkları kredileri geride bıraktı. Washington Post’a göre bu krediler, Çin’in, hassas teknolojiler üzerinde çalışan Batılı şirketler üzerindeki kontrolünü artırmayı amaçlayan “küresel bir harcama hamlesinin” parçası.

Araştırmayı yürüten AidData laboratuvarının yöneticisi Bradley Parks, bulguları “beklenmedik ve sezgilerin tersine” olarak nitelendirdi. 2000-2023 yılları arasında Çinli finans kurumlarının ABD’de neredeyse her eyalette 2.500 projeyi desteklediği, bunların arasında gaz boru hatlarından havalimanı terminallerine kadar birçok altyapı projesinin yer aldığı belirtildi.

Parks, “İroni burada gizli: Washington, diğer ülkeleri Çin’e borçlanma konusunda uyarıyor [ama] ABD’deki borçlulara Çin devlet bankalarından oldukça fazla kredi sağlanıyor.” dedi.

Küresel kredi ağının boyutları

Araştırmacılar, 246.000 farklı veri kaynağını tarayarak, Çin’in dünya genelinde sağladığı kredilerin daha önce anlaşıldığından çok daha büyük olduğunu ortaya koydu. 2000’den bu yana Çin, dünya çapında 2,2 trilyon dolarlık kredi ve hibeyi finanse etti; yalnızca 2023’te 140 milyar dolar sağladı. Bu kredilerin çoğu, gelişmiş ülkelerdeki kritik altyapı ve yüksek teknoloji varlıklarına yönlendirildi.

AidData, bu durumun Batı’nın Çin’in küresel etkisini dengeleme çabaları açısından önemli sonuçlar doğurabileceğini aktardı. ABD ve müttefikleri, Çin’in kredi kullanarak borç yükünü artırmak veya gelişmekte olan ülkelerde egemenliği ihlal etmekle suçluyor. Ancak AidData, Çin’in çok daha büyük, gizli bir kredi programı yürüttüğünü ve bunun, Çin bankalarını zenginleştirerek Çin’in kendi ülkelerindeki şirketleri yatırım ve satın alma yoluyla güçlendirdiğini ortaya koydu.

ABD’deki projeler ve şirketler

Araştırmaya göre, Çin devlet bankaları, Kanada’dan New York’a uzanan yüksek voltajlı bir enerji hattı, Kuzey Virginia’daki devasa bir veri merkezi ve John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı’ndaki terminaller dahil olmak üzere yüzlerce eyalet düzeyinde altyapı projesini finanse etti. Ayrıca Amazon, Halliburton, Tesla, Boeing, Qualcomm ve Disney gibi Fortune 500 şirketlerinin günlük operasyonları için kredi sağladığı bildirildi.

Çinli bankaların, bilgisayar çipleri, DNA analizi ve diğer stratejik teknolojiler üzerinde çalışan Amerikan şirketlerini satın almak isteyen Çin firmalarına da on milyarlarca dolarlık kredi verdiği belirtildi. Washington Post’a göre, bu faaliyetler, Çin’in yapay zeka, temiz enerji teknolojisi ve ileri robotik alanlarında ilerleme çabalarıyla yakından ilişkili.

Bradley Parks, Çinli şirketler İngiltere, Hollanda, Almanya veya ABD’de pahalı şirketleri satın almak istediğinde Pekin’in mesajının “Biz sizin yanınızdayız. İşte kredi kartımız. Hadi harcayın” şeklinde olduğunu aktardı.

ABD’nin yanıtı ve düzenlemeler

Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, ABD’nin Çin’in gelişmiş Amerikan teknolojilerine erişimini engellemek için daha fazla çaba göstermesi gerektiği konusunda nadir bir şekilde hemfikir oldu. ABD-Çin Ekonomi ve Güvenlik İnceleme Komisyonu, Çin’in yurtdışındaki yatırımlarının “yerli sanayi yeteneklerini ilerletmek ve Çin’in teknoloji açığını kapatmak için stratejik ve etkili bir araç” olduğunu aktardı.

Trump yönetimi yabancı yatırımları incelemeyi artırmış, Biden yönetimi ise ihracat kontrollerini genişleterek Çin’in çip ve yapay zekâ teknolojilerine erişimini sınırlamıştı. FBI ve Tarım Bakanlığı da son dönemde kritik altyapıya yönelik Çin siber tehditleri ve ABD tarım arazilerinin Çinli firmalarca satın alınmasını engellemek için uyarılar yaptı.

Ekonomik yarış ve ulusal güvenlik endişeleri

AidData’nın bulguları, ABD’nin ekonomik strateji alanında Çin tarafından “önemli ölçüde geride bırakıldığını” gösteriyor. Uzmanlar, bireysel kredilerin veya altyapı projelerinin mutlaka ulusal güvenlik riski oluşturmadığını, birçok işlemin kâr odaklı ve çok bankalı kredi (syndicated loans) çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti.

Ancak sınır ötesi satın almalar için verilen kredilerin, stratejik öneme sahip sektörlerde Pekin’in pazar payını artırmasına yardımcı olmuş olabileceği aktarıldı. William Henagan, “Önemli olan, Çinli firmaların hangi varlıkları elde edebildiği” dedi ve Çin’in devlet destekli alımlarının fikri mülkiyetin sistematik olarak alınmasının bir başka yolu olduğunu ifade etti.

Beijing yönetimi, Çinli şirketlerin yurtdışındaki alımlarını normal ticari işlemler olarak savunurken, Çinli yetkililer ABD ve Avrupa hükümetlerini bu anlaşmalardaki ulusal güvenlik kaygılarını abartmakla suçladı.

Çin’in stratejik hamleleri

2010’larda Çin’in ABD şirketleri satın alma girişimleri bazı başarılar elde etti: 2015’te Çinli özel sermaye grupları OmniVision’u 1,9 milyar dolara, 2016’da ise bir robotik şirket Paslin’i 302 milyon dolara satın aldı. Ancak Trump döneminde yabancı yatırımların sıkı denetimi ve Biden döneminde ihracat kontrollerinin artmasıyla ABD’deki başarılı anlaşmalar sınırlı kaldı.

Araştırma ayrıca, Çin’in yatırım ve satın alma faaliyetlerinin, Xi Jinping’in “Kuşak ve Yol” girişimi kapsamında düşük gelirli ülkelere odaklandığı yönündeki anlatıyı da çürüttü. AidData’ya göre, düşük gelirli ülkelere yapılan krediler, 2000’de yüzde 88 iken, 2023’te toplamın yalnızca yaklaşık onda biri oldu.

Araştırmada, resmi uluslararası yardımların ise toplam yurtdışı finansmanın çok küçük bir kısmını oluşturduğu ve Çin’in 2023’te sadece 1,9 milyar dolarlık hibe verdiği belirtildi. Brooke Escobar, “Pekin, kendini küresel bir yardımsever olarak göstermek peşinde değil. Amacı, kimsenin dışlamaya ya da karşı çıkmaya cesaret edemeyeceği birincil ve son kredi veren olarak konumunu pekiştirmek” dedi.



Makaleler

Güncel