Suriye kıyı şeridinde, Alevi mezhebinin önde gelen otoritesinin çağrısıyla başlayan barışçıl oturma eylemleri, bölgedeki güvenlik endişelerini artırdı. Yüzlerce Alevi aktivistin katıldığı gösterilerde, HTŞ'nin silahlı varlığının yoğunlaşması ve Humus’taki mezhepsel şiddet olayları bölgedeki gerilimi tırmandırıyor.
YDH- Suriye kıyı şeridindeki kent ve kasabalarda, Alevi mezhebinin en yüksek manevi otoritesi olan Yüksek Alevi İslam Konseyi Başkanlığı’nın dün gerçekleştirdiği çağrı üzerine barışçıl oturma eylemleri başladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin aktardığına göre, yüzlerce Alevi savaşçısı göstericilerin toplantılarına katılarak bölgede güvenlik alarmı verildi.
Konvoylar, kıyı şeridindeki birçok kent ve kasabada dolaşarak güvenliği sağlamak için yoğun önlem aldı.
Lazkiye Valiliği merkezinde meydanlar kalabalıklarla dolup taşarken, protestolar özellikle Tarım Kavşağı, Ezheriye Kavşağı ve Devrim Kavşağı bölgelerinde yoğunlaştı.
Ancak protesto alanlarının çevresinde artan silahlı varlık, bölge sakinleri arasında göstericilere yönelik ihlallerin yaşanabileceği korkusunu derinleştirdi.
Alevi toplumunun, Humus’taki Beni Halid aşiretinin Alevilere yönelik kanlı saldırılarına karşı tutumunu açıklaması için baskılar artarken, Şeyh Gazal Gazal, mezhepsel, dini ve etnik gruplara hitap eden bir açıklama yayımladı.
Gazal, Suriye halkına karşı uygulanan katliam makinesini ve her tür terörizmi durdurmak, 8 Aralık 2024 sonrası tutuklanan çoğunluğu asker olan mahkumların serbest bırakılması için barışçıl gösteri ve oturma eylemleri çağrısında bulundu.
Sosyal medyada, Şeyh Gazal’ın çağrısını destekleyen ve yönetime getirilen Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün uygulamalarını reddeden birçok sayfa, farklı bölgelerde kitlesel oturma eylemleri düzenlenmesi için çağrı yaptı.
Buna karşın, Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yanlısı platformlarda Şeyh’in çağrısına yanıt olarak sokağa çıkanların tutuklanacağı ve çatışmayla karşılaşacağı tehdidi öne çıkarıldı.
Bazı sayfalar, açıklamanın son on saniyesinin Şeyh Gazal’ın sesinden olmadığı gerekçesiyle barışçıl eylemi engellemeye çalıştı. Bunun üzerine Alevi İslam Konseyi, açıklamayı Şeyh’in el yazısı, mührü ve imzasıyla basılı olarak yayımlamak zorunda kaldı; böylece teknik bir hatadan kaynaklandığı teyit edildi.
Öte yandan, Pazar günü Humus’ta Ermeni ve göçmen mahallelerinde gerilim yükseldi. Zeydel kasabasında Beni Halid aşiretinden bir çiftin vahşice öldürülmesinin ardından Bedevi aşiretleri iki sivil mahalleye saldırdı. Bu olay, kentte geniş çaplı şiddet ve tepkilerin yayılmasına yol açtı.