İsrail’in art arda gelen saldırılarıyla tırmanan gerilimde, Ali Ekber Velayeti Hizbullah’ın Lübnan için vazgeçilmez bir güvenlik hattı olduğunu vurguluyor. Komutanlara yönelik suikastların ülkeyi ekonomik ve toplumsal açıdan derin bir belirsizliğe sürüklediğini belirten Velayeti, Hizbullah’ın zayıflaması halinde saldırıların ve kaosun büyüyeceği uyarısını yapıyor.
YDH- İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’nin uluslararası ilişkilerden sorumlu Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti, İsrail'in Lübnan’a yönelik ardışık saldırı ve ihlallerine dikkat çekerek, “Hizbullah’ın varlığı, Lübnan için ekmek ve sudan bile daha gereklidir” dedi.
Velayeti Direniş'in zayıflaması halinde artacak saldırılar, ekonomik çöküş ve güvenlik boşluğu gibi sonuçların milyonlarca insanın yaşamını olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu:
“Hizbullah sadece askeri bir güç değil; yıllardır yabancı saldırılara karşı Lübnan halkının gerçek koruyucusu olduğunu defalarca gösterdi. Hizbullah, Kudüs’teki işgalci güçleri geri püskürttüğü günlerden beri, kritik anlarda bu ülkenin güvenliğini sağlayan, sahada duran, halkını yalnız bırakmayan bir yapıdır. Bu bağlamda Hizbullah’ın desteklenmesi sadece siyasi bir tercih değil; bölgesel barış ve istikrar için zorunlu bir adım.”
Velayeti'ye göre, direnişin desteklenmesi yalnızca siyasi bir zorunluluk değil, aynı zamanda insanların günlük yaşamlarını korumak için hayati bir gereklilik.
Ayrıca, Devrim Lideri'nin Başdanışmanı, "Siyonist rejim, ateşkes anlaşması çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmedi ve ateşkesi defalarca ihlal ederek ve Lübnan halkını hedef alarak hiçbir uluslararası kurala uymadığını bir kez daha kanıtladı" dedi.
Velayeti, İran’ın Hizbullah’a verdiği desteğin bölgesel istikrar açısından hayati olduğunu vurgulayarak Hizbullah'ın, İsrail’in saldırganlığı karşısında Lübnan’ın başlıca savunma hattı olmaya devam ettiğini kaydetti.
Ayetullah Hamenei'nin Başdanışmanı şöyle dedi:
''Şehit Hac Heysem Tabatabai gibi komutanlara yönelik suikastlar, yalnızca direnişe değil, Lübnan’ın güvenliğine de ağır bir darbe niteliğinde. Hizbullah’ın varlığı ise, Lübnan’da güvenliğin sağlanması, ekonomik ve toplumsal istikrarsızlığın önlenmesi için emsalsizdir.''
Velayeti konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu suikastların amacı açık: toplumsal korku yaratmak ve direnişin omurgasını kırmak. Ama Lübnan halkı da, devlet yetkilileri de bu baskıya boyun eğmiyor; tam tersine direnç büyüyor. Saldırılar ailelerin güvenliğini, ekonomiyi, günlük yaşamı doğrudan vuruyor. Bu yüzden sınır güvenliğinin ne kadar hayati olduğu artık tartışma götürmez. Son saldırılar yüzlerce aileyi derin bir belirsizliğe itti. Hizbullah’ın silahsızlandırılması halinde yaşanacakların çok daha büyük bir felaket olacağını bugün herkes görüyor.''
''İran, Hizbullah ve Direniş Ekseni'ni uzun yıllardır destekliyor ve bu kararlılığını koruyacağını açıkça ifade ediyor.'' diyen Velayeti'ye göre, bu politika, işgale karşı direnişi merkeze alan İran dış politikasının temel taşlarından biri.
Bu duruş, İran’ın bölgesel istikrarı koruma yönündeki uzun vadeli yaklaşımını yansıtıyor ve çatışmaların yayılmasını önleyici bir rol oynuyor.
