Irak parlamentosunun en büyük siyasi bloğu olan Koordinasyon Çerçevesi, yeni başbakanın belirlenmesinde temel kriterin isimden ziyade "ulusal ve uluslararası kabul" olduğunu açıkladı. Dokuz adayın değerlendirildiği süreçte, adayın iç siyasi dengeleri yönetme ve dış dünyayla çatışmacı olmayan ilişkiler kurma kapasitesi öncelik taşıyor.
YDH - Ülkede seçimler sona ermişken Irak parlamentosundaki en büyük blok olan Koordinasyon Çerçevesi, bir sonraki başbakanı seçme sürecinin, adayın iç ve dış politikada kabul görmesine ilişkin belirli niteliklere göre sonuçlandırılacağını duyurdu.
İttifak, asıl meselenin adayın ismi değil, ulusal ve uluslararası dengeleri yönetme becerisi olduğunu vurguladı.
Bu kriterler, ittifakın genel sekreteri Abbas Radi'nin basına yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Radi, nihai ismin önümüzdeki hafta içinde netleşmesini bekleyen dokuz adayın bulunduğunu bildirdi.
Abbas Radi, adaylar arasında yapılacak değerlendirmenin "Irak'ın çıkarlarını gerçekleştirme" ve siyasi güçler ile bölgesel aktörler arasındaki ilişkilerde dengeyi sağlama kabiliyetlerine odaklandığını belirtti.
'Kışkırtıcı olmayan, dışarıyla uyumlu bir isim'
UNews'in haberine göre Radi, atanması beklenen başbakanın geniş bir ulusal kabule sahip olması gerektiğini ifade ederek, "Kürtleri, Sünnileri veya başka herhangi bir bileşeni kışkırtan bir kişi olmamalı" dedi.
Başbakanın aynı zamanda "dış dünyayla çatışmacı olmayan ilişkiler yoluyla uluslararası çıkarları sağlama yeteneğine" sahip olması gerektiğini söyleyen Radi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dışarıdan gelen şartları kabul etmiyoruz. Bizim denklemimiz, dış işbirliği vizyonuna sahip, etkili ve uluslararası ortama düşman olmayan bir başbakan."
Genel sekreter, Koordinasyon Çerçevesi'nin başbakana siyasi parti kurmama şartı koşmadığını, ancak devlet kaynaklarını seçim amaçlı kullanmaması konusunda ısrarcı olduğunu da sözlerine ekledi.
Asıl mesele direniş gruplarının hükümete katılımı
Siyasi kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Koordinasyon Çerçevesi içindeki asıl meşguliyet şu anda isimler üzerinde değil, Iraklı direniş gruplarının bir sonraki hükümete güvenli katılımını sağlayacak bir formül üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu formülün, gelecekte ABD ile ilişkilerde karmaşıklık yaşanmasını önlemesi hedefleniyor.
Kaynaklar, direniş gruplarından bazılarının yeni parlamentoda önemli bir varlık göstermesi nedeniyle, bu katılım için net bir mekanizma oluşturulmadan yeni hükümetin kurulamayacağını belirtiyor.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynağa göre, bir sonraki aşama "adayın onaylanması ve dini otoriteler, sürece katılmayan Şii güçler, Kürt ve Sünni ittifakları ile bölgesel ve uluslararası aktörler dahil olmak üzere diğer etkili taraflarla siyasi bir anlaşmaya varılmasını" içerecek.
ABD'li diplomata göre 'lider değil, yönetici' aranıyor
Bu bağlamda eski bir Amerikalı diplomat, Şii siyasi elitinin "liderlikten çok idari vasıflara sahip bir başbakan aradığını" aktardı.
Diplomata göre aranan profil, parlamentoda çoğunluğa sahip olan ittifakın genel politikalarını uygulayacak bir "genel müdür başbakan".
Aynı diplomat, yeni başbakanın "yasal bir çerçeve olarak HaşdiŞabi ile ABD tarafından terörist olarak sınıflandırılan gruplar arasındaki ilişkiyi düzenlemeye yönelik daha net adımlar atması" gerektiğine dair artan bir kanaat olduğuna da dikkat çekti.
Bu konu, Washington'un yüksek hassasiyet gösterdiği ve yeni hükümet programı kapsamında ele alınmasını beklediği bir mesele olarak öne çıkıyor.
Tüm bu göstergeler, Koordinasyon Çerçevesi'nin Irak'ın hassas bir döneminde iç istikrarı koruyacak, dış ilişkileri dengeleyecek ve hizmet ile siyasi dosyaları yönetme yeteneğine sahip bir şahsiyeti seçmeye yöneldiğini ortaya koyuyor.
Yeni başbakanın ismi açıklanmadan önce kapsamlı bir uzlaşı sağlamak için istişareler ise devam ediyor.