Israel Hayom, İran’ın füze programını genişletmesi ve Direniş Ekseni içindeki hareketliliğin, İsrail’i "çok cepheli bir tehdide” karşı alarma geçirdiğini bildirdi.
YDH- Israel Hayom, İran’ın füze programını yeniden canlandırdığını, menzil genişletme çalışmaları yürüttüğünü ve Hizbullah’ın yeniden yapılandırılması için uzun vadeli planlar ele aldığını bildirdi. Ayrıca İran’da, nükleer silah geliştirilmesine izin verilmesi yönünde iç baskıların arttığı öne sürüldü.
Bu çerçevede, İran’daki bazı güvenlik analistlerinin, İsrail’e karşı kapsamlı ve çok cepheli bir saldırı konsepti üzerine değerlendirmeler yaptığı aktarıldı.
Mehdi Muhammedi'nin açıklamaları
Habere göre, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın danışmanı ve Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyesi olan güvenlik analisti Mehdi Muhammedi, 1 Kasım’da İran basınında yayımlanan bir yazısında koşulların geniş ölçekli bir saldırı için “uygun” olduğunu savundu.
Muhammedi’nin, “Lübnan, Yemen, Irak ve İran’da İsrail ile mücadelede cesur ve bedel ödemeye hazır yeni bir direniş kuşağının ortaya çıktığını” ifade ettiği belirtildi.
Ayrıca bunun, İsrail ve İran arasında bir “varoluş savaşı” olduğunu vurguladığı; bu nedenle “daha yaratıcı, kapsamlı ve çok boyutlu düşünülmesi gerektiğini” yazdığı kaydedildi. Haberde, bu ifadelerin “eşgüdümlü birçok cepheli operasyon” çağrısı olarak yorumlandığı aktarıldı.
Israel Hayom’a göre, Muhammedi’nin makalesine verdiği “‘Gelecek Ekimler: Siyonist rejimin yeni kabusu’” başlığı da “niyetin açık olduğuna işaret eden ifade.”
Haberde, Muhammedi’nin dün gece de benzer bir çağrıyı yinelediği, Direniş Ekseni’nin tüm bileşenlerinin birlikte yer aldığı “kararlı, uzun süreli ve geniş kapsamlı bir çatışma” hazırlığının gerekli olduğunu savunduğu belirtildi.
Sınırlı çatışmaların “istenen sonuçları doğurmayacağını” dile getirdiği kaydedildi.
7 Ekim ve bölgedeki hareketlilik
7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’nun zamanlamasıyla ilgili olarak, Yahya Sinvar’ın Hizbullah veya Tahran ile tam bir koordinasyon içinde hareket etmediği belirtildi; buna karşın Direniş Ekseni içinde son dönemde artan faaliyetlere işaret eden çeşitli raporlar da aktarıldı.
Bunlar arasında, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz’ın Ensarullah’ın Suriye’de bulunduğuna ilişkin iddiaları; Hamas ve İslami Cihat’ın Suriye’de varlık oluşturma çabaları; Ensarullah’ın Ürdün sınırından Irak veya Suudi Arabistan üzerinden İsrail’e sızma planı olduğu yönündeki haberler; Hizbullah’ın yeniden yapılanma ve güçlenme süreci yer aldı.
İsrail’in kendi değerlendirmesi
Haberde, İran ve Direniş Ekseni tarafından “çok cepheli bir saldırı hazırlığı olabileceğine” dair ihtimallerin yakından izlendiği belirtildi.
Ayrıca, İran’ın Direniş Ekseni güçlerinin yeniden yapılandırılmasına izin verilmemesi gerektiği savunuldu; bunun “olası saldırıları tetikleyebileceği” öne sürüldü.
Haberde, İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ve İran Silahlı Kuvvetleri Baş Sözcüsü Tuğgeneral Ebu'l-Fazl Şekarçi’nin açıklamaları da dahil olmak üzere İranlı üst düzey isimlerin İsrail’e yönelik sert söylemlerini sürdürdüğü kaydedildi.
Önerilen stratejiler ve bölgesel askeri yapılanma
Haberde, istihbarat takibi ve savunma önlemlerine ek olarak İsrail’in “uygun zamanda ezici bir önleyici çok cepheli saldırı planlamasının” çıkarına olacağı iddia edildi.
Ayrıca, “Suriye’de Direniş Ekseni’nin faaliyetleri devam ederken ve Şam yönetimi zayıflık göstermeyi sürdürürken, İsrail’in güney Suriye’den çekilmesinin riskli olacağı” değerlendirmesine yer verildi.
Son olarak, İsrail ordusunun Eylül 2025’te 96. Tümen’in kuruluşunu tamamladığı; bu birimin Ürdün sınırından Filistinli gruplar, Irak’taki milis güçler veya Ensarullah üzerinden gelebilecek sızmaları engellemeyi amaçladığı bildirildi.
Tümenin Ein Gev’den Masada’ya kadar uzanan hat üzerinde konuşlandırılacağı; buna rağmen sınır hattındaki fiziki engel ve bariyer inşaatlarının hızlandırılması gerektiği ifade edildi.