İsrailli yetkili, Iron Beam lazer savunma sisteminin sahaya sürüldüğünü ve İsrail’in ileri savunma teknolojileriyle “olası tehditlere” hazırlandığını aktardı.
YDH- The Jerusalem Post gazetesindeki habere göre, İsrail Savunma Bakanlığı Genel Direktörü Amir Baram, pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin “İran’la yaşanabilecek olası bir sonraki çatışma” için yeni teknolojiler üzerinde çalıştığını belirtti.
Bakanlık ile Tel Aviv Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği Defense Tech konferansında konuşan Baram, “İran’ın hava savunması ve balistik füze kapasitesindeki hızlı güçlenmesinin, ‘aşırılıkçı ideolojisi’ tarafından yönlendirildiğini ifade etti ve ‘tüm cephelerin hâlâ açık olduğunu’, bu nedenle İsrail ordusunun yeni çatışma turlarına hazır olması gerektiğini” kaydetti.
Baram ayrıca, “Düşmanlar öğreniyor ve uyum sağlıyor. Yeni bir paradigmanın oluşmasından önce kritik bir noktadayız.” dedi.
Iron Beam’in sahaya sürülmesinin arka planı
Baram, Ekim 2024’te 'Demir Işın' (Iron Beam) lazer savunma sisteminin sahaya sürülmesine yol açan süreci ilk kez anlattı. 13 Ekim’de Hizbullah’ın düzenlediği bir saldırıda, kuzeydeki bir üste Golani Tugayı askerlerinin bulunduğu yemekhaneye insansız hava aracıyla yapılan vurgu sonucu çok sayıda askerin öldüğü aktarıldı.
Baram, birkaç gün içinde Iron Beam’in sahaya sürülmesine yönelik “riskli kararın” alındığını belirtti. Bu kararın gerekçesinin, “sistemi devreye almamanın riskinin, onu devreye almanın riskinden daha düşük olmaması” olduğu ifade edildi.
Sistemin sonraki iki hafta boyunca yaklaşık 40 insansız hava aracını vurduğunu ileri süren Baram, ordunun kısa süre önce tam ölçekli konuşlandırmayı duyurduğunu söyledi.
Savunma teknolojilerinde konum
Konuşmasının devamında Baram, İsrail’in ileri savunma teknolojilerindeki konumuna değinerek, ülkenin uzun süre “Siber Ulus” olarak tanındığını, bugün ise gerçek bir “Savunma-Teknoloji Ulusu” haline geldiğini iddia etti.
Baram’a göre İsrail’in yenilik portföyü artık şu alanları kapsıyor: Hava Savunma Sistemleri, insansız araçlar, elektronik harp, kuantum-dirençli haberleşme, istihbarat ve gözetim sistemleri, siber savunma ve uzay teknolojileri.
Baram, “2024 yılında milyarlarca dolar tutarında 21 hükümetler arası anlaşmanın imzalandığını ve bakanlığın yalnızca startup’lara 1,2 milyar şekel yatırım yaptığını” belirtti. Ayrıca, Savunma Bakanlığı’nın Ar-Ge birimi olan DDR&D ile çalışan 300’ü aşkın girişimin 130’dan fazlasının savaş döneminde projelere katıldığı aktarıldı.
Küresel pazar ve ekosistem
“Tel Aviv'in bugün dünyadaki üçüncü büyük Savunma-Teknoloji merkezi konumunda olduğunu” iddia eden Baram, İsrail’in büyük savunma şirketlerinin Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’da önemli anlaşmalar imzaladığını ileri sürdü.
Küçük ve orta ölçekli şirketlerin de yüz milyonlarca dolar seviyesinde sözleşmelerle büyüme gösterdiği aktarıldı.
Baram ayrıca İsrail’in, yalnızca birkaç ülkenin benzerini oluşturabileceği bir ekosistemi teşvik ettiğini öne sürdü. Bu ekosistemin, “varoluşsal güvenlik tehditlerinden doğduğunu” ve onlarca yıllık operasyonel deneyimle şekillendiğini ifade etti. Cephe hattı, mühendisler ve sanayi ortakları arasında doğrudan geri bildirim döngüleri bulunduğu, bunun “saha ihtiyaçlarından konuşlandırılmış çözümlere uzanan güçlü bir zincir oluşturduğu” kaydedildi.