Süveyda'da gerilim yeniden tırmanıyor

img
Süveyda'da gerilim yeniden tırmanıyor YDH

Süveyda, bu kez de bölgenin iç dinamiklerindeki karmaşık çekişmelerle gündeme geliyor. Son gerilimler, sadece vilayetin bağımsızlık taleplerinin uluslararası alandaki yansımasından öte, Dürzi toplumu içindeki temel anlaşmazlıkları ve gizli rekabetleri de gözler önüne serdi.




YDH- Geçtiğimiz Cumartesi öğleden sonra, Temmuz ayının ortasında bölgeyi sarsan şiddet olaylarının ardından Ağustos ayında kurulan Şeyh Hikmet el-Haceri liderliğindeki “Ulusal Muhafız” güçleri, Süveyda’nın Şehba kentinde sürpriz bir operasyon gerçekleştirdi.

Yaklaşık on kişinin gözaltına alındığı bu operasyonun ardından yayılan görüntüler sonrası güvenlik güçleri, bu adımı “namusu, kadınları, çocukları ve toprakları hedef alan, karşılığında ihanetle lekelenmiş ücretin alındığı olası bir barbarca saldırının önlenmesi ve ciddi bir iç güvenlik ihlali planlamasının önüne geçilmesi” gerekçesiyle savundu.

Operasyonun, “alçakça bir komplo ve vatana ihanetle bağlantılı, güvenilir istihbarata dayandığı” belirtildi.

Artan gerilim ve sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleşen operasyonun hedefinde, mevcut askeri konseye başkanlık eden Şeyh Raed el-Mutni ile Şeyh Asem Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr, Mahir Falhut, Zeydan Zeydan ve Alameddin Zeydan vardı.

Bu isimlerin, Colani rejimi ile yakın bağları bulunan Leys el-Balus ile akrabalık ilişkisi bulunuyor.

Ayrıca Süveyda güvenlik müdürü Süleyman Abdülbaki’nin evi de Ulusal Muhafızlar tarafından basıldı.

Abdülbaki, yaşananlara ilişkin, “Çeteler babamı kaçırmaya çalıştı, evimize saldırdılar. Kan dökülmesini önlemek için vilayetteki evimizi boşalttık. Devletin vilayetteki çalışmalarını engellemenin bedelini ödedik” ifadelerini kullandı.

Devletin kararlı olduğunu ancak kan dökülmesini engellemek istediğini dile getirdi. Operasyonda, Ulusal Muhafızlar tarafından “Colani rejimiyle güvenlik bağlantısı olduğu iddia edilen” diğer kişilerin evlerine de baskın düzenlendi.

Yerel kaynaklar, operasyonun önleyici bir güvenlik tedbiri gibi görünse de, tutuklanan grubun eski üyelerinin yeniden işe alınarak Ulusal Muhafızlar içinde yumuşak bir darbe hazırlığında olduğunu öne sürdü.

Süveyda’daki bazı siyasi partilerin bu isimlere bağlılığını sürdürdüğü, Mazraa bölgesinde geçici hükümet güçleriyle batı cephesinde bir gedik açarak Muhafızların saflarını bölmeye çalıştıkları iddia edildi.

Amaçlarının hızlı bir askeri ilerleme sağlamak ve ardından Colani hükümeti ile müzakere yoluyla yeni bir sahadaki gerçekliği dayatmak olduğu belirtildi. Bu durum karşısında, “Abdulbaki neden cephe hattını ihlal etmeyi göze alıyor?” sorusu gündeme geldi.

Ulusal Muhafızlar ise operasyonu askeri disiplin ve geleneklere aykırı davranışlar nedeniyle iki muhafızın tutuklanmasıyla gerekçelendirdi. Ancak, özellikle önemli manevi nüfuzu bulunan Şeyh el-Metni’nin sakalının kesilmesi ve kendisine hakaretler edilmesine dair görüntülerin yayılması, Dürzi toplumunda öfkeyi yatıştırmak bir yana, derinleşen bölünmeyi körükledi.

Bu olay, dini figürlere yönelik saygı gören muhafazakâr geleneklerin ihlal edilmesi nedeniyle Dürzi-Dürzi çatışmasının fitilini ateşleme riski taşıyor.

Bir başka yerel kaynak, vilayet içindeki çatışma ve anlaşmazlıkların giderek derinleştiğini ve yönetim kabiliyetinin zayıfladığını belirtti.

Tutuklamaların, Temmuz’daki olayların ardından dayatılan statükoya uymayanların cezalandırıldığı yeni bir siyasi dönemin habercisi olduğu görüşünü paylaştı.

Öne çıkan tutuklular arasında el-Haceri'nin yanı sıra İsrail’deki Dürzi cemaatinin lideri Muvaffak Tarif’le ilişkileri olanlar bulunuyor. Bu durum, sadece Şam ile iletişim kurma arzusundan daha geniş bir iç çatışmayı gözler önüne seriyor.

Özellikle Tarif ile gözaltına alınan şeyhlerden biri arasında, Süveyda’daki yönetim tarafının yaşam koşulları dosyasındaki “ihmal ve gevşeklik” nedeniyle daha önce iletişim olduğu belirtildi.

Tarif, işgal altındaki Golan’daki el-Emin Tevhidiye Okulu açılışında yaptığı konuşmada, bu bölünmenin topluma zarar verdiğini vurguladı ve “birlik ilkesine bağlı kalınması gerektiği” çağrısında bulundu.

Aynı zamanda, Suriye’deki Dürzi toplumunun dış müdahaleden bağımsız kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ifade etti.



Makaleler

Güncel