Doğu Yemen’de yeni güç mücadelesi

img
Doğu Yemen’de yeni güç mücadelesi YDH

Aden merkezli iki isim, Hadramut ve el-Mehra’daki gelişmeleri yabancı destekli milislerin yürüttüğü modernize edilmiş bir sömürge projesi olarak değerlendirirken, Suudi Arabistan–BAE rekabetinin ABD ve İsrail gözetiminde Yemen’in stratejik bölgelerini yeniden şekillendirmeye dönüştüğünü ifade etti.




YDH- “Aden’in Evlatları Koalisyonu” Başkanı Şeyh Ali el-Kürdi ile “Güney Kurtuluş Cephesi” Genel Sekreteri Arif el-Ammari, el-Mesirah TV’ye verdikleri röportajlarda, Yemen’in doğusundaki gelişmeleri tarihsel sömürgeci emellerin güncellenmiş bir uzantısı olarak nitelendirdi. İki isim, bu emellerin bugün yabancı destekli milisler aracılığıyla ‘modernize edilmiş’ bir biçimde yeniden sahneye çıktığını ifade etti.

El-Kürdi: Britanya sömürgeciliğinin modern bir kopyası

Şeyh Ali el-Kürdi, Hadramut ve el-Mehra’daki gelişmelerin “Britanya sömürge modelinin açık bir devamını” yansıttığını söyledi.

El-Kürdi, Suudi Arabistan–BAE koalisyonunun “eski işgalin modernize edilmiş bir versiyonu” olduğunu, bunun ABD–İngiltere gözetiminde Yemen ve Sudan’ı da kapsayacak şekilde genişletildiğini belirtti.

El-Kürdi, Riyad ile Abu Dabi’nin Yemen ve Sudan’daki rekabetini yeni bir seviyeye taşıyarak, bunu karşılıklı pazarlık ve toprak bölüşümü sürecine dönüştürdüğünü kaydetti. Ayrıca, “meşru hükümet” olarak adlandırılan yapının ve onun askeri yapısının tasfiyesiyle başlayan bu sürecin, işgal altındaki vilayetlerde siyasi ve askeri haritaların ortak şekilde yeniden düzenlenmesine doğru ilerlediğini ifade etti.

El-Kürdi, Islah Partisi’nin, güney vilayetlerindeki Güney Geçiş Konseyi (GGK) ilerleyişi ve Tarık Salih’in öncülük ettiği BAE yanlısı güçlerin artan etkisi sonrası rolünün sonuna gelindiğine dair kesin bir işaret aldığını söyledi. Ayrıca, yabancı müdahalenin artık doğrudan İsrail’i de içerdiğini, İsrailli subayların geçmişte ed-Dali ve Marib cephelerini ziyaret ederek vekil güçleri Sanaa’ya saldırmaya teşvik ettiğini, bunun karşılığında finansman ve askeri destek vadettiklerini ifade etti.

El-Kürdi, Suudi-BAE varlığının Mehra ve Hadramut’ta deniz koridorlarını kontrol etme ve Yemen’in petrol kaynaklarını yağmalama çabalarına bağlı olduğunu belirtti. Buna Arap Denizi ve batı kıyısı boyunca direniş güçlerinin kullandığı tedarik hatlarını kapatma girişimlerinin de dahil olduğunu kaydetti. Ayrıca, Sokotra, Abd el-Kuri ve diğer adalarda İsrail üsleri kurma çabalarına atıfta bulundu.

El-Kurdi, Hadramut’ta kuzeylilere yönelik öldürme ve kötü muamele vakalarını “Yemenlilerin olmadığı bir güney yaratmaya yönelik tehlikeli bir mesaj” olarak tanımladı ve Marib, Taiz ve Hudeyde’deki liderleri, aynı milisler tarafından hedef alınmadan önce ulusal safa geri dönmeye çağırdı.

El-Ammari: Suudi Arabistan Yemen’in hesabına kartlarını yeniden diziyor

Arif el-Ammari, doğu vilayetlerinde yaşananların, Yemen’in sahillerini ve çöllerini yeniden şekillendirmeye yönelik daha geniş bir ABD-İsrail planının parçası olduğunu söyledi.

Yemen adalarında ve stratejik deniz geçiş noktalarında askeri üsler kurma ile hava pistleri inşa etme yönündeki süregelen girişimlere dikkat çeken el-Ammari, bu faaliyetlerin İsrail nakliyatını korumayı, yabancı güçlere lojistik derinlik sağlamayı, Hadramut’un çölleri ve vadilerine doğru genişlemeyi ve bölgenin petrol, su ve maden kaynakları üzerinde tam bir denetim kurmayı hedeflediğini ifade etti.

El-Ammari, Yemen’in jeopolitik konumunun tarihsel olarak onu yabancı güçlerin hedefi haline getirdiğini, bugün Suudi Arabistan ve BAE’nin daha büyük bir Amerikan-Siyonist gündemin uygulayıcı araçları olarak hizmet ettiğini kaydetti. Islah ile GGK arasındaki rekabetin, güneyde nüfuz paylaşımı konusunda daha derin bir Suudi-BAE çekişmesini yansıttığını belirtti.

El-Ammari, BAE’ye bağlı fraksiyonların yakın zamanda Islah liderlerinin evlerine baskınlar, parti merkezlerine el koymalar ve Riyad’a bağlı subayların takibi dahil Hadramut’ta geniş çaplı bir operasyon başlattığını ve bunun “iç hesaplaşmaları tamamlama” girişimi olduğunu söyledi. Bu operasyonun doğrudan Emirliklerin denetiminde yürütüldüğünü aktardı.

El-Ammari, gerilimin el-Mehra’ya kaymasının, Suudi Arabistan’ın önceki girişimlerinin başarısız olmasının ardından Arap Denizi’ne ve uluslararası nakliye yollarına erişimi güvence altına alma planını yansıttığını ifade etti.

Ayrıca Suudi Arabistan’ı, siyasi ve askeri başarısızlıklarının sonuçlarından kaçmak amacıyla sınır hattında Saada yönünde tansiyonu yükseltmekle suçladı. Ancak Sanaa’daki ulusal liderliğin temkinli ve stratejik bir sabır gösterdiğini, düşmanın hedeflerine ulaşmasını engellediğini vurguladı.

ABD’nin daha geniş stratejisiyle bağlantılı bölgesel bir bağlam

Her iki analist de Yemen sahasının, Filistin, Lübnan, Irak, İran ve Sudan’daki daha geniş ABD operasyonlarıyla bağlantılı olduğunu belirtti. Bu operasyonların temel amacının İsrail çıkarlarını korumak, enerji güzergâhlarını etkilemek ve kara-deniz ticaret koridorlarını kontrol etmek olduğunu ifade ettiler.

Yemen direnişinin, 1994 savaşından Aksa Tufanı sürecinde küresel deniz güçleriyle yaşanan karşılaşmaya kadar bölgede eşi görülmemiş bir direnç gösterdiğini vurguladılar.

El-Kürdi, Yemen güçlerinin Kızıldeniz’de İsrail varlığını fiilen kuşattığını ve kritik bir aşamaya hazırlanıldığını söyledi. Yemenlilere “adam, para ve teçhizat” dahil tüm imkânlarla seferberlik çağrısı yaparak, “Filistin’e yürüyüş yakındır ve ilahi zafer kaçınılmazdır.” dedi.

Hadramut ve Mehra’daki gerilim, Suudi Arabistan ve BAE’nin petrol havzaları, sınır geçişleri ve deniz yollarını güvence altına almaya yönelik rekabeti nedeniyle keskin şekilde tırmandı.

Analistler, Washington gözetiminde ve İsrail’in stratejik hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen bu rekabetin Yemen’in toprak bütünlüğünü parçalamayı ve ülkenin stratejik kıyı şeridi ile doğal kaynakları üzerinde uzun vadeli kontrol sağlamayı amaçladığını belirtti.



Makaleler

Güncel