Fransa’nın Beyrut Büyükelçisi Hervé Magro, İsrail–Lübnan hattındaki gelişmelerin doğrudan siyasi müzakerelerle karıştırılmaması gerektiğini vurguladı; “düşmanlıkların durdurulması mekanizmasının” askeri-teknik çerçevede ve sınırlı sivil katılımla işlediğini söyledi.
YDH- Fransa’nın Beyrut Büyükelçisi Hervé Magro, el-Meyadin’e verdiği röportajda, İsrail ile Lübnan arasındaki siyasi müzakerelerle, düşmanlıkların durdurulmasını izleyen “mekanizma” arasında net bir ayrım yapılması gerektiğini dile getirdi.
Magro, mevcut gelişmelerin esas olarak askeri ve teknik düzeyde yürütülen tartışmalardan ibaret olduğunu, ancak bu sürecin kaçınılmaz biçimde siyasi boyutlar da barındırabileceğini ifade etti.
Lübnan heyetine bir sivil unsurun dahil edilmesinin, mekanizma için başlangıçta belirlenen kapsamı aşmadığını belirten Magro, katılımın sivil düzeyde gerçekleştiğini ve sivillerin mekanizmanın çalışmalarına dahil edildiğini söyledi.
Bu sürecin doğrudan İsrail ile Lübnan arasında yürütülen siyasi müzakereler olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Magro, yaşanan değişimin farklı ülkelerden sivil temsilcilerin katıldığı askeri düzeyli bir etkileşim niteliği taşıdığını kaydetti.
Mekanizmanın halihazırda normal çerçevesinde işlediğini dile getiren Fransız Büyükelçi, Fransa’nın başından bu yana mekanizmanın sivil boyutlarının güçlendirilmesi gerektiği görüşünü savunduğunu aktardı.
Askeri meselelerin ele alınmasının zorunlu olduğunu ancak farklı bakış açılarına açık olunmasının ve sivil düzeyde görüş alışverişinin sürdürülmesinin de gerekli olduğunu belirtti. Magro, mevcut yapı dışında sonuç doğuracak farklı bir müzakere sürecinden şu aşamada söz edilemeyeceğini ifade etti.
1996’da Kana saldırısının ardından kurulan izleme mekanizmasına atıf yapan Magro, o dönemde de hem askeri hem de siyasi düzeyde temasların yürütüldüğünü, bazı başlıkların siyasi kanalda ele alınmasının kaçınılmaz olduğunu hatırlattı.
Mekanizmanın şu an için farklı bir aşamaya geçmiş sayılmadığını vurgulayan Magro, müzakere düzeyinde yeni bir evreye girilmesi halinde bunun farklı bir formatta gerçekleşeceğini söyledi.
Büyükelçi, Lübnan yetkilileri ile diğer tarafların gelecekte farklı müzakere biçimlerini değerlendirmesi gerektiğine dikkat çekti; ancak mevcut durumda mutabık kalınan mekanizmanın kendi sınırları içinde çalışmaya devam ettiğini vurguladı.
Fransa’nın hedefinin, mekanizmanın tam anlamıyla işler hale gelmesi ve UNIFIL’in desteğiyle Lübnan ordusunun silahsızlanma prosedürlerinin etkinliğini değerlendirebilecek şekilde sahada aktif rol alması olduğunu belirtti.
İsrail’in, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ve düşmanlıkların durdurulması bildirgesine uyumu konusundaki soruya Magro, İsrail güçlerinin Lübnan sınırındaki işgal altındaki beş noktadan çekilmesi gerektiğini söyledi.
Hava saldırıları dahil olmak üzere Lübnan egemenliğini ihlal eden tüm eylemlerin sona erdirilmesi çağrısında bulunan Büyükelçi, söz konusu anlaşmanın Lübnan hükümetine ülke genelinde silahlar üzerinde tam kontrolü yeniden tesis etme sorumluluğu yüklediğini ve bunun doğrulanmasının önem taşıdığını kaydetti.
Fransa’nın Lübnan’a verdiği desteğin sürdüğünü vurgulayan Magro, Paris yönetiminin Lübnanlıların yanında olmasının ülkesinin temel politika ilkelerinden biri olduğunu ifade etti. Geçen yıl ateşkesin hemen ardından Lübnan halkına ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik insani yardım amacıyla bir konferans düzenlediklerini hatırlattı.
Lübnan ordusunun görevlerini normal şekilde yürütebilmesi için İç Güvenlik Güçleri’nin konuşlandırılmasının desteklenmesi gerektiğini belirten Magro, Fransa’nın bu sürece eşlik edebilmek adına ortaklarıyla görüşerek yeni konferansları mümkün olan en kısa sürede organize etmeyi hedeflediğini söyledi.
Ekonomik boyuta da değinen Fransız Büyükelçi, uluslararası toplumun Lübnan’dan çeşitli reformlar beklediğini aktardı.
Uluslararası Para Fonu ile yürütülen görüşmelerin, Lübnan’a dışarıdan dayatılan bir plan oluşturmak amacı taşımadığını belirten Magro, hedefin Lübnanlılara ait, ülkenin ihtiyaçlarına yanıt verecek, belirli ekonomik ve mali kriterleri karşılayacak bir planın hazırlanması ve bu planın IMF tarafından desteklenmesi olduğunu ifade etti.
Ekonomik konferansın önemine işaret eden Magro, Lübnan’a destek için yürütülen kolektif çabaya daha fazla bağışçının katılımının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.