Hamas: Gazze üzerinde hiçbir vesayeti kabul etmiyoruz

img
Hamas: Gazze üzerinde hiçbir vesayeti kabul etmiyoruz YDH

Hamas, 38. kuruluş yıl dönümünde yayımladığı bildiride Gazze Şeridi üzerinde kurulmak istenen her türlü vesayet ve manda yönetimini kesin bir dille reddetti.




YDH - İslami Direniş Hareketi (Hamas), 38. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı bildiride, Aksa Tufanı operasyonunun Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık yürüyüşünde "yüce bir durak" olduğunu belirtti.

Hareket, İsrail'in sahip olduğu savaş makinesine rağmen hedeflerine ulaşmakta aciz kaldığını vurguladı.

Hamas, kuruluş yıl dönümünü Gazze Şeridi'nde 2 milyondan fazla Filistinliyi hedef alan saldırıların ve işgal altındaki Batı Şeria ile Kudüs'te devam eden suçların gölgesinde karşıladığını ifade etti.

Ateşkes sürecine değinilen açıklamada, hareketin anlaşmanın tüm maddelerine sadık kaldığı ancak İsrail ordusunun ihlallerini günlük olarak sürdürdüğü kaydedildi.

İsrail'in anlaşmalara saygı göstermedeki başarısızlığına işaret eden Hamas, arabulucular ve ABD yönetiminden Tel Aviv hükümetine baskı yapmasını ve sistematik ihlalleri kınamasını talep etti.

Bildiride, Gazze Şeridi veya Filistin topraklarının herhangi bir karışında her türlü vesayet ve manda yönetiminin kesin bir dille reddedildiği kaydedildi.

Düşmanın planları doğrultusunda Gazze'nin yeniden dizayn edilmesi ve tehcir girişimlerine uyum sağlanmaması konusunda uyarıda bulunuldu.

Filistin halkının kendi yöneticisini seçme iradesine sahip olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Halkımız kendi işlerini bizzat yönetme kudretine sahiptir. Kendini savunma, topraklarını özgürleştirme ve başkenti Kudüs olan tam egemen bağımsız devletini kurma konusundaki meşru hakkını elinde bulundurmaktadır."

İslam dünyasına acil eylem çağrısı

Hareket, Arap ve İslam dünyasındaki liderleri, hükümetleri ve halkları, İsrail'in saldırılarını durdurması için acil harekete geçmeye çağırdı.

Sınır kapılarının açılması, yardımların ulaştırılması ve 2 milyondan fazla Filistinli için barınma ve imar planlarının derhal hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi.

İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü "soykırım ve aç bırakma" politikalarının zaman aşımına uğramayacak sistematik suçlar olduğu ifade edildi.

Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrailli yetkilileri yargılama sürecini sürdürmesi ve cezasız kalmalarını engellemesi gerektiği kaydedildi.

Hamas, ilkelerine bağlı kalacağını, halkının ve esirlerin fedakarlıklarına vefa göstereceğini, Filistinlilerin özlemlerini her platformda savunmaya devam edeceğini bildirdi.

Kudüs ve esirler kırmızı çizgi

İsrail'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik planlarının "gayri meşru" olarak nitelendirildiği bildiride, bu girişimlerin kentin kimliğini değiştirme ve Yahudileştirme hedefine ulaşamayacağı vurguladı. Kudüs'ün Filistin'in ebedi başkenti, Mescid-i Aksa'nın ise sadece Müslümanlara ait kalacağı belirtildi.

İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlere yönelik uygulamaların "sadist bir yaklaşım ve intikam politikası" olduğu savunuldu.

Hapishanelerin doğrudan infaz alanlarına dönüştüğü belirtilirken, esirlerin kurtarılmasının ulusal önceliklerin başında geldiği ifade edildi.

Uluslararası toplumun sessizliğini eleştiren hareket, insan hakları kuruluşlarını İsrail'e baskı yapmaya davet etti.

Filistin iç siyasetine ilişkin olarak da direniş stratejisi temelinde "Filistin evinin yeniden düzenlenmesi" ve birliğin sağlanması çağrısı yapıldı.

Bölgesel güvenlik tehdidi uyarısı

İsrail'in yürüttüğü savaşın sadece Filistin'i değil, bazı Arap ülkelerinin egemenliğini de ihlal ettiği hatırlatıldı.

Haydut devlet İsrail'in, bölge ve dünya barışı için gerçek bir tehdit oluşturduğu ifade edilerek uluslararası arenada tecrit edilmesi ve terörünün durdurulması talep edildi.

Hamas, Filistin halkına destek veren direniş güçlerini ve küresel dayanışma hareketlerini takdir ettiğini belirterek, özgürlük ve bağımsızlık elde edilene kadar halk hareketlerinin artırılması çağrısında bulundu.

İlgili Haberler