Gazze’nin yeniden inşası mı, felaketin ticarileştirilmesi mi?

img
Gazze’nin yeniden inşası mı, felaketin ticarileştirilmesi mi? YDH

ABD’li şirketler ve Trump yönetimine yakın isimlerin öncülük ettiği tartışmalı bir planın, savaşta ağır yıkıma uğrayan Gazze’nin yeniden inşa sürecini insani bir sorumluluktan çıkararak milyarlarca dolar gelir hedefleyen ticari bir projeye dönüştürmeyi amaçladığı belirtildi.




YDH- Sanad haber ajansının Batı basınından aktardığına göre, ABD merkezli şirketler ile ABD Başkanı Donald Trump yönetimine yakın siyasi figürlerin öncülük ettiği tartışmalı bir planın ayrıntılarının ortaya çıktı.

Söz konusu planın, savaş nedeniyle dünyanın en ağır yıkıma uğramış bölgelerinden biri olan “Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını, milyarlarca dolar gelir sağlayacak devasa bir ticari projeye dönüştürmeyi” hedeflediği bildirildi.

Birleşmiş Milletler’in Gazze’nin yeniden inşası için maliyeti yaklaşık 70 milyar dolar olarak hesapladığına, bu süreçte Gazze’deki binaların yaklaşık dörtte üçünün yıkıldığı ya da hasar gördüğüne dikkat çekildi.

Belgeler ve kaynaklara göre, “ABD’li inşaat ve lojistik şirketleri arasında, insani yardımların işletilmesi ve Gazze’ye mal akışının yönetilmesi için sözleşme kapma yarışının” yaşandığı belirtildi.

Bu durumun, BM ve geleneksel insani yapıların gelecekteki rolüne dair ciddi belirsizlikler yarattığı ifade edildi.

“Ana yüklenici” modeli ve milyarlık gelir hesabı

Haberde, planın merkezinde, Gazze’ye günlük yaklaşık 600 kamyonun girişini yönetecek bir “ana yüklenici” atanmasının yer aldığı kaydedildi. Bu kamyonların hem insani yardım hem de ticari mallar taşıyacağı aktarıldı.

Belgelere göre, her bir insani yardım kamyonundan 2 bin dolar, ticari kamyonlardan ise 12 bin dolar ücret alınmasının öngörüldüğü belirtildi. Bu ücretlendirme modeliyle, yalnızca geçiş ücretlerinden yıllık 1,7 milyar dolara varan gelir elde edilebileceği aktarıldı.

Kaynaklar, bu yaklaşımın yardımları “acil insani müdahale” olarak değil, “kârlı bir yatırım fırsatı” olarak ele aldığını ifade etti. Ücretlerin kim tarafından karşılanacağı ve bu bedellerin Gazze halkına yönelik yardımlardan kesilip kesilmeyeceği konusunda ise ciddi soru işaretleri bulunduğu vurgulandı.

Planın arkasındaki ekip

Planlama sürecinin, Trump yönetimi tarafından Gazze dosyası için özel olarak oluşturulan bir ekip tarafından yürütüldüğü bildirildi. Ekibin başında, Trump’ın damadı Jared Kushner, ABD’nin özel temsilcisi Steve Witkoff ve ABD’li haham Aryeh Lightstone’un yer aldığı aktarıldı.

Günlük görüşmeleri ise Josh Grunbaum (39) ve Adam Hoffman (25) adlı iki genç ismin yürüttüğü belirtildi. Her iki ismin de ABD’deki muhafazakâr çevrelerle ve Trump döneminde kurulan “Hükümet Verimliliği” yapılarıyla bağlantılı olduğu ifade edildi.

Avrupa basınında yer alan değerlendirmelerde, ekipte profesyonel diplomatların, insani yardım uzmanlarının ya da istihbarat kökenli isimlerin bulunmadığı, ekibin büyük ölçüde idari ve teknik geçmişe sahip eski yetkililerden oluştuğu kaydedildi. Bazı ekip üyelerinin, iki milyondan fazla Filistinlinin kaderini belirleyeceği öne sürülen planları Tel Aviv’deki lüks otellerde hazırladığı aktarıldı.

Gotham LLC ve tartışmalı geçmiş

Haberde adı öne çıkan şirketlerden birinin, ABD merkezli Gotham LLC olduğu bildirildi. Şirketin daha önce Florida’da işlettiği ve kamuoyunda “Timsah Alkatrazı” olarak anılan bir göçmen gözaltı merkezi nedeniyle sert eleştiriler aldığı hatırlatıldı. Söz konusu tesisin, bataklık bir alanda kısa sürede inşa edildiği, çevresinin timsahlarla çevrili olduğu ve daha sonra bir federal yargıç kararıyla kapatıldığı aktarıldı.

Rapora göre Gotham, Gazze’ye yardım akışını yönetme ihalesi için en güçlü aday konumundaydı. Ancak şirketin kurucusu Matt Mikkelsen, gazeteyle temasa geçilmesinin ardından, “güvenlik endişeleri ve şirketin itibarına zarar gelmesi riski gerekçesiyle” ihaleden çekildiğini açıkladı.

“Bu bir insani plan değil”

Planın, insani yardım alanında çalışanlar ve deneyimli müteahhitler tarafından sert şekilde eleştirildiği bildirildi.

Gazze’ye ilaç ulaştırmak için çalışan ABD’li bir hayırseverin, planlamayı “kusurlu ve safça” olarak nitelendirdiği ve şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: “Bunların hiçbiri insani değil, insani yardım konusunda hiçbir geçmişleri yok… Bu tamamen saçmalık.”

ABD’li deneyimli bir müteahhit ise tabloyu şu sözlerle özetledi: “Herkes kâr peşinde. Gazze’ye Irak ya da Afganistan muamelesi yapılıyor.” Bu sözlerin, geçmişte “yeniden inşa” adı altında yürütülen projelerin israf, yolsuzluk ve siyasi kazanç kapısına dönüşmesine gönderme yaptığı belirtildi.

BM’nin rolü ve “yardımların özelleştirilmesi” endişesi

Haberde, Birleşmiş Milletler ve geleneksel insani yardım kuruluşlarının rolüne dair net bir çerçevenin bulunmamasının tabloyu daha da karmaşık hale getirdiği ifade edildi. Özellikle işgalci İsrail’in, Gazze’ye giriş izinleri üzerinde tam kontrol sahibi olmasının, hem yardım kuruluşları hem de kâr amaçlı şirketler açısından belirleyici olduğu aktarıldı.

Gözlemciler, bu durumun yardımların özelleştirilmesine ve insani yardımın siyasi ve ekonomik baskı aracına dönüşmesine zemin hazırladığı görüşünü dile getirdi.

“Yeniden inşa mi, felaketin ticarileştirilmesi mi?”

Söz konusu gelişmelerin, ABD’nin daha önceki çatışma bölgelerindeki müdahalelerini hatırlattığı belirtilirken, Gazze’de riskin daha büyük olduğu vurgulandı.

Haberde, “yeniden inşanın Gazze halkı için bir hak olarak değil, uluslararası nüfuz ağları tarafından yönetilen bir ticari proje olarak” sunulduğu kaydedildi.

Beyaz Saray çalışma grubunun sözcüsünün açıklamasına göre, planın hâlâ ilk aşamalarda olduğu bildirildi. Ancak şimdiye kadar ortaya çıkan bilgiler, şu temel soruyu gündeme getirdi: “Gazze’nin yeniden inşası, hayatta kalanları kurtarmaya mı hizmet edecek, yoksa Filistin trajedisinin şirketler ve siyasetçiler için yeni bir kâr kalemine dönüşmesinin bir başka aşaması mı olacak?”