HTŞ Suriyesi'nin birinci yılında yarısı mezhepsel olmak üzere 1348 cinayet işlendi

img
HTŞ Suriyesi'nin birinci yılında yarısı mezhepsel olmak üzere 1348 cinayet işlendi YDH

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), önceki rejimin devrilmesinden bu yana ülkede 1.348 kişinin yaşamını yitirdiğini, bunların 574’ünün mezhepsel nedenlerle hedef alındığını açıkladı. Güvenlik kaosu ve toplumsal çözülmenin etkisiyle şiddetin ülke genelinde yayıldığına dikkat çekildi.




YDH- Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) raporuna göre, önceki rejimin devrilmesinden bu yana ülkede 1348 kişi yaşamını yitirdi.

Bu kayıpların 574’ü, mezhepsel aidiyetleri gerekçe gösterilerek hedef alınan sivillerden oluşuyor.

Gözlemci, yaşanan katliamların yaygın güvenlik kaosu ve toplumsal çözülmenin etkisiyle Suriye’nin birçok şehrine yayıldığını belgelerken, ülkenin sosyal dokusunun derin bir şekilde bölündüğüne dikkat çekiyor. Raporda, mezhepçiliğin yüzlerce olayda doğrudan şiddetin motivasyon kaynağı olduğu vurgulanıyor.

2024 yılının son aylarında, 8 Aralık’tan yıl sonuna kadar 160 kişi hayatını kaybetti. Kurbanların büyük çoğunluğunu erkekler oluştururken, mezhep temelli cinayetlerin yoğunlaştığı şehirler arasında Hama, Humus, Lazkiye ve Tartus öne çıktı. Bu şiddet dalgası, 2025’in ilk üç ayında da hız kesmeden devam etti.

Ocak ayında ölü sayısı 194’e yükselirken, kadın ve çocuklar da hedefler arasında yer aldı. Şubat ve Mart aylarında ise sırasıyla 113 ve 144 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Bu dönemde özellikle Humus, Hama ve Lazkiye şehirlerinde mezhep kaynaklı şiddet olayları yoğunlaştı.

Ardından gelen aylarda da kayıplar sürdü; Nisan ayında 137, Mayıs’ta 110, Haziran’da ise 105 kişi öldü. Orta ve kıyı bölgelerdeki şehirler, mezhepçi cinayetlerin merkez üssü konumundaydı.

Yılın ikinci yarısında ölüm sayıları bir miktar azalsa da, şiddet devam etti. Temmuz ayında 92, Ağustos’ta 97, Eylül’de 70, Ekim’de 67, Kasım’da 41 ve Aralık’ta 18 ölüm kaydedildi. Bu istatistikler, mezhepsel aidiyet temelinde gerçekleşen cinayetlerin son aylara kadar sürdüğünü ortaya koyuyor.

SOHR, bu verilerin yalnızca sayısal bir artış olmadığını, aksine toplumun giderek daha derin bir parçalanmaya ve sistematik şiddete doğru sürüklendiğinin somut göstergesi olduğunu vurguladı.

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel