ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Netanyahu arasında gerçekleşecek kritik zirve öncesinde, iki müttefik arasındaki stratejik öncelikler farklılaşıyor.
YDH - ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu arasında Florida'da gerçekleşecek görüşme öncesinde, iki ülke arasındaki "stratejik uçurum" belirginleşiyor.
NBC News tarafından yayımlanan haber, Washington yönetiminin bölgedeki aktif cepheleri azaltma çabasına karşın İsrail'in savaşa kaldığı yerden devam etme arzusunu ortaya koydu.
Netanyahu'nun önümüzdeki hafta Trump'ın malikanesine yapacağı ziyaret, yalnızca önceliklerin değil, aynı zamanda krize yaklaşım biçimlerinin de farklılaştığı bir döneme rastlıyor.
İran füze üretiminde kapasite artırıyor
İran, balistik füze üretim altyapısını yabancı yardımların desteğiyle yeniden inşa etti.
Geçen yılın haziran ayında düzenlenen operasyonda ağır hasar alan tesisler, başta Çin'den gelen teknik destekle tekrar faaliyete geçti.
Tahran, halihazırda ayda yaklaşık 3 bin füze üretme hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bu üretim ölçeği, İsrail'in hava savunma sistemleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturma potansiyeli taşıyor.
Bölgedeki askeri dengeler, İran'ın üretim hızını artırmasıyla birlikte Siyonist rejim açısından daha karmaşık bir tehdide dönüşüyor.
Nükleer tesisler yeniden hedefte
Siyonist rejim, İran'ın nükleer tesislerindeki faaliyetlerine yeniden başlamasından derin endişe duyuyor.
Trump ve Netanyahu'nun daha önceki "kapasite imha edildi" yönündeki açıklamalarına rağmen, sahadaki veriler nükleer programın canlandığına işaret ediyor.
İsrail rejimi, İran'ın nükleer kabiliyetleri operasyonel hale gelmeden önce bu tesisleri etkisiz hale getirmek için yeni bir saldırı planını gündeminde tutuyor.
Haberde, rejimin güvenlik bürokrasisinin sahadaki yeni gerçekliğe göre strateji güncellediği vurgulanıyor.
Haberde yer alan değerlendirmelere göre, İsrail'in güvenlik birimleri şu tespiti paylaşıyor:
"İran'ın füze üretim hızı ve ölçeği, savunma kapasitemizi ciddi şekilde zorlayacak bir seviyeye ulaştı. Nükleer tesislerdeki hareketlilik, askeri seçeneklerin yeniden en üst perdeden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor."
