Beyin göçü derinleşiyor: İsrail'in akademik kadrosu tehlikede

img
Beyin göçü derinleşiyor: İsrail'in akademik kadrosu tehlikede YDH

İsrail’de artan iç siyasi gerilimler, güvenlik sorunları ve bütçe kesintileri, özellikle fen bilimleri alanında uzman akademisyenlerin yurt dışına göçünü hızlandırarak işgal varlığının bilimsel kapasitesini ve uluslararası rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor.




YDH- İsrail, 2025 verilerine göre bilimsel kadrosunu hızla yitirme riskiyle karşı karşıya. Haaretz gazetesinin aktardığı resmi raporlar, akademik elitlerin yurt dışına göçünün artarak devam ettiğini gösteriyor.

İsrail Merkezi İstatistik Bürosu’nun yayımladığı son rapor, özellikle Gazze Şeridi’nde süren savaşın yarattığı belirsizlik ve artan kaygılar nedeniyle, yaklaşık 55 bin İsrail akademisyeninin yurt dışında yaşadığını ortaya koydu.

Yüksek eğitimli bireyler arasında net göç veren İsrail’de, lisans, yüksek lisans ve doktora sahibi akademisyenlerin ülkeden ayrılanların sayısı, geri dönenlerin önünde bulunuyor.

Bu göçmenlerin büyük çoğunluğunu, yüksek yaşam standardına sahip Tel Aviv ve kuzey banliyölerinde yaşayan genç nüfus oluşturuyor.

Analist Lior Datel’in hazırladığı raporda, beyin göçü krizinin fen bilimlerinde özellikle derinleştiği vurgulanıyor.

Matematik doktoralarının %25,4’ü, bilgisayar bilimlerinde %21,7’si, genetikte %19,4’ü ve fizikte %17’si İsrail dışına çıkmış durumda.

Kimya, elektrik mühendisliği ve biyoloji gibi alanlarda ise göç oranı yaklaşık %14 seviyesinde seyrediyor.

1990-2018 yılları arasında mezun olmuş akademisyenleri kapsayan 2024 verileri, doktora sahiplerinin %11,9’u ve yüksek lisans sahiplerinin %8,1’inin yurt dışında ikamet ettiğini gösteriyor.

Bu durum, beyin göçünün geçici doktora sonrası deneyimlerden öte, kalıcı bir trend olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.

Merkezi İstatistik Bürosu, bu olgunun arkasında iç siyasi gerilimlerin, artan güvenlik sorunlarının ve hükümetin mali politikalarındaki köklü değişimlerin bulunduğunu belirtiyor.

Yargıyı zayıflatma yönündeki hükümet girişimleri toplumsal kutuplaşmayı derinleştirirken, bakanların akademik kurumlara yönelik eleştirileri krizi ağırlaştırdı.

Güvenlik alanında ise Gazze’de yaklaşık iki yıldır devam eden savaş ortamının yarattığı istikrarsızlık, birçok akademisyeni daha güvenli koşullar arayışıyla yurt dışına yönlendirdi.

Bu durum, akademik kadronun ülkede kalmasını zorlaştıran en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.

Mali açıdan ise yükseköğretim sektörü 700 milyon şekel (yaklaşık 218 milyon dolar) büyüklüğünde bir bütçe kesintisi yaşadı.

Raporda, bu kaynakların yerleşimcilere ve ultra-Ortodoks Yahudi gruplara destek amacıyla koalisyon çıkarlarına yönlendirildiği, araştırma fonlarının ise güvenlik ve medya bakanlıklarına kaydırıldığı belirtildi.

Lior Datel, iç kaynaklardaki bu daralmanın, uluslararası akademik boykotların etkisiyle birleşerek Avrupa araştırma hibelerinde azalmaya yol açtığını, bunun da İsrail’de bilimsel araştırmaların finansmanında kritik bir kırılma yarattığını ifade ediyor.