Lübnan uluslararası baskı altında mali kurtarma yasasını görüşüyor

img
Lübnan uluslararası baskı altında mali kurtarma yasasını görüşüyor YDH

Lübnan hükümeti, Amerika ve İsrail'in baskısıyla "mali sisteme güveni" yeniden tesis etmesi beklenen yasayı görüşüyor.




YDH - Lübnan'da halkın bankalardaki mevduatlarına el konulmasıyla sonuçlanan mali krizin üzerinden altı yıl geçerken, Bakanlar Kurulu tartışmalı Mali Açık Yasası tasarısını görüşmek üzere toplanıyor.

Başbakan Nevaf Selam tasarıyı "kurtarıcı" bir adım olarak sunsa da yasanın onaylanması kolay görünmüyor. Başta bankacılık sektörü olmak üzere tasarıya karşı yürütülen yoğun kampanya nedeniyle hem hükümet hem de meclis sürecinin çetin geçmesi bekleniyor.

Ed-Diyar gazetesinin edindiği bilgilere göre, Lübnan Kuvvetleri partisine mensup bakanlar, tasarının mevduat sahiplerinin aleyhine olduğu gerekçesiyle ret oyu kullanma eğiliminde.

Yasanın geçmesi için dış baskı artıyor

Uluslararası aktörler, Lübnan'a sermaye akışını yeniden başlatacağı düşünülen tasarının bir an önce hayata geçirilmesi için Beyrut yönetimine baskı yapıyor. Konuya aşina kaynaklar, Arap ve uluslararası toplumun bu yasayı, Hizbullah'ın silahsızlandırılması meselesi kadar önemli gördüğünü belirtiyor.

Kaynaklar ed-Diyar'a, "Bu nedenle, Bakanlar Kurulunda veya mecliste ağırlığı olan blokların bu tasarıya set çekmesi uzak bir ihtimal. Çatlak sesler duyabiliriz ancak bunlar yasayı devirecek güce sahip olmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı ve başbakana yakın bakanların tasarı lehine oy kullanmasına kesin gözüyle bakılırken, Emel Hareketi ve Hizbullah'tan oluşan "Şii İkili" ile Lübnan Kuvvetleri cephesinde nihai karara ilişkin tartışmalar sürüyor.

Litani'nin kuzeyi 'saatli bomba'

Lübnan'da gündemin bir diğer önemli maddesi ise Başbakan Nevaf Selam'ın, Litani Nehri'nin kuzeyindeki silahların sınırlandırılacağı yönündeki açıklamaları. Selam, sürecin yılbaşından itibaren Litani ve Avali nehirleri arasındaki bölgeden başlayacağını duyurmuştu.

Ancak Hizbullah, ateşkes anlaşmasının sadece nehrin güneyini kapsadığını savunarak bu adıma karşı çıkıyor. Henüz örgütten Selam'a resmi bir yanıt gelmese de Hizbullah'ın şimdilik odağını nehrin güneyindeki askeri varlığına yoğunlaştırdığı belirtiliyor. Bu durum, nehrin kuzeyindeki silah dosyasını Lübnan'ın 2026'ya taşıyacağı bir "saatli bomba" olarak nitelendiriliyor.

Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'a hitaben yayımladığı açıklamada, anlaşmanın Lübnan topraklarının tamamını kapsadığını savundu.

Buna karşılık Hizbullah milletvekili Hüseyin el-Hac Hasan, "Lügatimizde teslimiyete yer yok, saldırıya uğrarsak kendimizi savunmak hakkımızdır" dedi. Hasan, şu ifadeleri kullandı:

"Siyonist düşman, direnişi ve silahlarını yok etmek için güvenlik, askeri ve siyasi baskı uyguluyor; biz de ona direnişin kalıcı olduğunu, Lübnan'ı ve çıkarlarını savunmaya hazır olduğunu söylüyoruz."

Tel Aviv, Trump'ı İran'a saldırı için hazırlıyor

Güvenlik cephesinde ise İsrail'in Lübnan'ın güneyine yönelik operasyonları devam ediyor. Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Yater beldesinde bir araç ve motosiklete düzenlediği saldırılarda bir kişinin hayatını kaybettiğini, bir kişinin de yaralandığını duyurdu.

Bölgesel düzeyde ise gözler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması beklenen görüşmeye çevrildi.

Israel Hayom gazetesi, İsrail'in Trump'ı İran'a yeni bir saldırı düzenlemeye ikna etmek için bir istihbarat dosyası hazırladığını bildirdi.

Ed-Diyar'a konuşan kaynaklara göre Tel Aviv, benzer bir saldırıyı yeni yılın başında gerçekleştirmek için bastırıyor ancak Trump yönetimi, Orta Doğu'da yeni bir askeri harekâta çekilme konusunda tereddütlü.

Kaynaklar, Washington'daki karar alıcıların, maliyetli askeri çözümler yerine Hizbullah ve İran ile ilişkilerde "havuç ve sopa" politikasını sürdürmeyi daha doğru bulduğunu belirtti.



Makaleler

Güncel