Ensarullah’tan İsrail ve işbirlikçilerine 'göze göz' uyarısı

img
Ensarullah’tan İsrail ve işbirlikçilerine 'göze göz' uyarısı YDH

Ensarullah Siyasi Büro Üyesi Muhammed el-Ferah, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri destekli güçleri, ABD ve İsrail’in planlarına hizmet etmemeleri konusunda uyardı.




YDH - Ensarullah Hareketi Siyasi Büro Üyesi Muhammed el-Ferah, Suudi Arabistan ve BAE destekli güçleri ABD ve İsrail’in bölgesel planlarına hizmet etmenin sonuçları konusunda uyardı. El-Ferah, olası bir saldırıya karşı tam hazırlıklı olduklarını belirterek, "Lübnan’ın yanında duruyoruz ve düşmana göze göz denklemiyle yanıt vereceğiz" dedi.

Al-Khanadeq internet sitesine konuşan el-Ferah, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla yapılan esir takası anlaşması ve Yemen’in güneyi ile doğusundaki askeri hareketlilik hakkında değerlendirmelerde bulundu. Suudi Arabistan’ın siyasi çözüm haritasına engel olmaya devam ettiğini belirten el-Ferah, Riyad yönetiminin henüz stratejik tercihini yapmadığını savundu.

"Suudi Arabistan bir seçim yapmalı"

Suudi Arabistan’ın Yemen’e yaklaşımı konusunda bir yol ayrımında olduğunu ifade eden el-Ferah, "Riyad bir seçim yapmalı: Yemen’in egemenliğine saygı duyan bir komşu ülke mi olmak istiyor, yoksa Amerikalıların ve Siyonistlerin elinde vekalet savaşı yürüten bir araç olmaya devam mı edecek" diye konuştu.

Sanaa hükümetinin barış vizyonunun net olduğunu vurgulayan el-Ferah, taleplerini şöyle sıraladı: "Saldırıların durdurulması, ablukanın kaldırılması, maaşların Yemen’in yağmalanan servetinden ödenmesi, her iki taraftan tüm esirlerin serbest bırakılması, yeniden imar ve tazminat."

El-Ferah, Suudi Arabistan’ın Yemen’in temel taleplerini göz ardı ettiğini ve barış sürecini sadece kendi sınır güvenliğini sağlayan, Yemen’i ise siyasi ve ekonomik darboğazda tutan kırılgan bir ateşkese dönüştürmeye çalıştığını belirtti.

"Halkımız 2015 yılına göre on kat daha kararlı"

Riyad yönetiminin bölgesel dengelerin değişeceği beklentisiyle hareket ettiğini ancak Yemen’in gücünü yanlış hesapladığını savunan Ensarullah yetkilisi, "Şu anda gücümüzün zirvesindeyiz. Halkımız, koalisyon güçlerine karşı koyma konusunda 2015 yılına kıyasla on kat daha kararlı" ifadelerini kullandı.

Barış sürecindeki temel engelin ABD’nin Suudi Arabistan üzerinden duruma doğrudan müdahalesi olduğunu belirten el-Ferah, Riyad’ın ekonomik ve insani baskı araçlarını kullanmakta ısrar ettiğini dile getirdi. Ablukanın ve maaşların ödenmemesinin idari bir hata veya mali yetersizlikten kaynaklanmadığına işaret eden el-Ferah, "Bu, koalisyon tarafından tüm Yemen halkını cezalandırmak için kullanılan sistematik bir strateji ve kirli bir siyasi silahtır. Bu silahın sosyal ve ekonomik etkileri açık: Hayat pahalılığının artması, yoksul ailelerin tükenmesi ve ulusal kurumlara olan güvenin sarsılması hedefleniyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Yemen zayıf değil, güçlü bir konumdan hareket ediyor"

Saldırgan güçlerin Yemen halkının direncini anlayamadığını söyleyen el-Ferah, halkın yoksulluğun bir kader değil, Riyad ve Washington tarafından Yemen’i boyun eğdirmek için alınmış siyasi bir karar olduğunun bilincinde olduğunu ifade etti.

Yemen halkının sabrının da bir sınırı olduğunu vurgulayan el-Ferah, şunları kaydetti:

"Bu halk haklarını geri alabilir ve Suudi Arabistan ile işbirlikçilerine karşı yüksek bir intikam ruhuna sahip. Yemenliler yüksek bir sorumluluk bilinciyle hareket ediyor ve barış için ellerini uzatıyorlar; ancak bunu zayıflıktan değil, güçlü bir konumdan yapıyorlar. Egemenliğimizin tam olduğu, kaynaklarımızın özgürleştiği, maaşların ödendiği, liman ve havalimanlarının açıldığı, yabancı güçlerin çekildiği ve düşman saldırıları sonucu yıkılanların yeniden imar edildiği adil bir barışa hazırız."

El-Ferah, başkalarının vaatlerine güvenmediklerini, barış sürecini egemenlik ilkelerine bağlılık, Yemenlilerin karar alma bağımsızlığını zedeleyecek her türlü anlaşmanın reddi ve arabulucularla görüşmelerin sürdürülmesi olmak üzere üç temel yolla ilerlettiklerini belirtti.

"Barış ancak güçle korunabilir"

Askeri seçeneklerin masada tutulmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Sanaa hükümeti yetkilisi, düşmanın sadece misilleme yapabilenlere saygı duyduğunu ifade etti. El-Ferah, "Güçle korunmayan bir barış, sadece saldırgana hizmet eden bir ateşkestir. Barışa olan bağlılığımızı göstermek için yüzlerce esirin serbest bırakılması ve yolların açılması gibi birçok tek taraflı adım attık" dedi.

Sanaa hükümetinin gerçek bir çözüme zemin hazırlayacak her türlü girişime açık olduğunu, ancak saldırganların imajını düzeltmeyi amaçlayan yüzeysel planları kabul etmeyeceklerini belirten el-Ferah, Suudi Arabistan’ın Yemen’de arabulucu değil, savaşın ve ablukanın asli tarafı olduğunun altını çizdi.

Uluslararası toplumun Yemenlilerin acılarına sadece istatistiksel veri olarak bakmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen el-Ferah, "Uluslararası sessizlik ve Güvenlik Konseyinin açık suç ortaklığı, saldırganları bu canice politikaları sürdürmeye teşvik etti. Ancak bu sessizlik, haklarımızı geri almak için harekete geçmemize engel olmayacak" diye konuştu.

"Lübnan'a saldırı bize yapılmış sayılır"

Yemen’in güneyi ve doğusundaki Suudi Arabistan ve BAE destekli güçlerin son askeri hareketliliğini değerlendiren el-Ferah, bu adımların Kızıldeniz, Umman Denizi ve Aden Körfezi’ndeki tehditlere karşı bir pozisyon değişikliği olduğunu savundu.

Bu hareketliliğin, savaşın yeniden başlaması durumunda İsrail deniz ticaretini etkileyebilecek tehditlere karşı önlem amacı taşıdığını belirten el-Ferah, "İşgal altındaki bölgelerde paralı askerlerin sayısının artırılması güç değil, korku göstergesidir. Kendine güvenen bir koalisyon, güçlerini bu kadar gergin bir şekilde yeniden konuşlandırma ihtiyacı duymaz" dedi.

El-Ferah, koalisyonun Yemen topraklarını işgal etmenin maliyetsiz olmayacağını bildiğini ve olası bir çatışmaya hazırlandığını ifade ederek, "Denge değişti ve Yemenlilerin bilinci arttı. Her türlü saldırıya göze göz denklemiyle karşılık vereceğiz. Yemen’in elinde, gidişatı değiştirecek ve Allah’ın izniyle savaşın kaderini belirleyecek seçenekler ve sürprizler var" değerlendirmesinde bulundu.

Güney ve doğu bölgelerindeki askeri hareketliliğin, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Yemen tehdidini ortadan kaldırma yönündeki söylemlerinden bağımsız düşünülemeyeceğini belirten el-Ferah, Suudi Arabistan ve BAE rejimlerinin Washington ve Tel Aviv tarafından çizilen strateji çerçevesinde hareket ettiğini savundu.

İsrail’in Lübnan’a yönelik geniş çaplı bir saldırı tehdidine değinen Ensarullah yetkilisi, Yemen’in tutumunun net olduğunu vurguladı. El-Ferah, "Biz bir eksenin parçasıyız. Direniş ekseninin herhangi bir tarafına yapılan saldırıyı kendimize yapılmış sayar ve buna göre hareket ederiz" dedi.

Yemen’in sınırlarının ötesindeki denklemleri etkileme kapasitesine sahip olduğunu hatırlatan el-Ferah, sözlerini şöyle tamamladı:

"Lübnan’a karşı yapılacak herhangi bir savaş, ayrı bir savaş olmayacaktır. Direniş ekseninin diğer cepheleri Lübnan’ın yanında duracaktır ve Yemen de bu cephelerin bir parçasıdır."