Uzun süren savaşın yedek birlikler üzerindeki yükü artırdığı, hizmet reddi vakalarının ise İsrail ordusundaki insan gücü krizini derinleştirdiği bildirildi.
YDH- İsrail işgal güçlerinde bir yedek asker, yaklaşık bir yıllık ardışık hizmetin ardından, “yaşadığı aşırı yorgunluk ve artan kişisel ile mali baskılar” nedeniyle yeni yedek göreve gitmeyi reddedeceğini açıkladı.
Yedioth Ahronoth’un aktardığına göre, asker, bir zırhlı keşif biriminde görev yapan ekibinin her bir üyesinin, Ekim 2023’te başlayan savaşın ardından 320 ile 350 gün arasında yedek hizmet tamamladığını belirtti. Birimler, bu süre boyunca birden fazla cephede art arda konuşlandirildi.
Çok cepheli görevler ve sürekli alarm
Asker, “Birlik olarak tüm manevralara katıldık,” diyerek, birimin beş ay boyunca kuzeyde konuşlandırıldığını, ardından Gazze’de, özellikle Refah bölgesinde ikinci bir kara operasyonuna katıldığını ifade etti.
Kısa bir ara sonrasında askerler Lübnan’a yönlendirildi ve ardından tekrar Gazze’ye dönme emri aldılar. İran ile yaşanan gerilim sırasında birimin sürekli alarm halinde olduğunu, her zaman tam teçhizatla hazır bulunduğunu ve üç saat içinde yeniden Lübnan’a konuşlandırılabilecek durumda olduklarını aktardı.
Kişisel ve psikolojik baskılar
Yedek asker, savaşın başlamasından bu yana durumun “giderek belirsizleştiğini” ve “hedefler ile geleceğe dair planlarda artan bir belirsizlik olduğunu” söyledi. Uzun süreli acil hizmetin, yedek askerlerin kişisel, profesyonel ve aile hayatları üzerinde “ağır bir yük” oluşturduğunu, “çoğunun normale dönmekte zorlandığını” belirtti.
Habere göre, “askerler arasında yaygın psikolojik stres, mali ve mesleki kayıplar yaşanıyor”. Birçok yedek asker, “savaş öncesinde gerçekleştirdikleri görevleri artık fiziksel veya zihinsel olarak yapabilecek durumda olmadıklarını” ifade ediyor.
Personel açığı ve operasyonel risk
Haberde, hem komutanları hem de savaş birimlerini etkileyen “ciddi bir insan gücü sıkıntısına” işaret ediliyor. Bu sıkıntıyı İsrail işgal güçleri de kamuoyuna açıklamış durumda.
Askeri yetkililer, ultra-Ortodoks Yahudi dini okullarından öğrenciler dahil olmak üzere binlerce ek asker alınması çağrısında bulundu.
Yedek asker, Yedioth Ahronoth’a verdiği demeçte, “yedek askerlerin karşılaştığı zorlukları gerçekten anlamayan hükümet yetkilileri ve politikacılar tarafından terk edilmiş hissettiğini” söyledi.
Haberde ayrıca, “tükenmişlik ve kişisel zorluklar nedeniyle hizmeti reddeden askerlerin sayısında artış gözlendiği”, bu durumun operasyonel hazırlığı daha da zayıflatabileceği ve zaten aşırı yük altındaki birimler üzerindeki baskıyı artırabileceği belirtildi.
Artan psikolojik kriz
Ynet’in haberine göre, aynı yedek asker Şubat’ta yapılacak yeni bir çağrıya katılmayacağını açıkladı.
252. Sina Tümeni’ne bağlı bir zırhlı tugayın keşif şirketinde görev yapan asker, birimin çok cepheli art arda konuşlandırmalar nedeniyle sınırlarının ötesine itildiğini, artan kişisel, mali ve psikolojik baskılarla mücadele ettiğini dile getirdi.
“Evde savaşacak işlerimiz var,” diyerek reddini gerekçelendirdi. Ayrıca, takım arkadaşlarından bazılarının işlerinden kovulduğunu, bazılarının ailelerinin zar zor ayakta kaldığını ve bazıları öğrenciliklerini uzun süre ertelediğini belirtti.
Yedek sistemi ve sağlık endişeleri
Uzmanlara göre, bu durum, İsrail yedek sistemi genelinde iki yılı aşkın süredir devam eden çok cepheli saldırılar sonrası yaşanan daha geniş bir krizi yansıtıyor.
Birçok yedek asker, profesyonel kariyerlerini sürdürmekte, aile yaşamını devam ettirmekte ve savaş öncesi görevleri için zihinsel olarak hazır olmakta “ciddi zorluklar” yaşıyor.
İsrail askeri ve sağlık yetkilileri, Gazze savaşının başlangıcından bu yana askerler arasında psikolojik sıkıntılarda keskin bir artış olduğunu kabul etti. 20 binden fazla asker ve güvenlik personeli savaşla ilgili yaralanmalar nedeniyle tedavi gördü. Bunların “yarısından fazlası” kaygı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi ruh sağlığı sorunları için yardım aldı.
Çalışmalar, çatışma askerleri arasında TSSB semptomlarının yaklaşık %12’ye yükseldiğini, yedek askerler arasında psikolojik destek talebinin ise dramatik biçimde arttığını gösteriyor.
İsrail medyası ayrıca, savaşın başlamasından bu yana askerler arasında “intihar vakalarında önemli bir artış” olduğunu bildirdi; bu süre zarfında en az 61 askerin intihar ettiği belirtiliyor.
Yedek göreve katılımın azalması ve reddin, “mevcut ciddi insan gücü sıkıntısını daha da kötüleştirdiği” belirtildi. İsrail ordusu, hizmetten muaf olan kesimleri de dahil ederek asker alımını artırmayı hedefliyor.
