FT: Ukrayna'da barış Avrupa ekonomisinde rönesans başlatabilir

img
FT: Ukrayna'da barış Avrupa ekonomisinde rönesans başlatabilir YDH

Financial Times'ın araştırmasına göre Rusya-Ukrayna savaşı sonrası düşen enerji fiyatları ve artan yatırımlar Avrupa ekonomisinde yeni bir dönem başlatabilir.




YDH - Financial Times tarafından yapılan araştırma, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmaların sona ermesinin Avrupa ekonomisinde "pozitif bir döngü" başlatabileceğini ortaya koydu.

88 ekonomistin görüşlerine dayanan araştırmaya göre, düşen enerji maliyetleri ve artan özel yatırımlar kıta genelinde uzun süredir beklenen bir ekonomik canlanmayı tetikleyebilir. Uzmanlar, sürdürülebilir bir barışın veya resmi ateşkesin avro bölgesinin mali rotasını temelden değiştirebileceğini öngörüyor.

Enerji piyasalarında istikrar beklentisi

Aralarında UBS'ten Reinhard Cluse ve ABN AMRO Investment Solutions'tan Christophe Boucher'in de bulunduğu finans uzmanları, konuya ilişkin yaptıkları değerlendirmelerde, muhtemel bir çözümün enerji piyasalarını istikrara kavuşturacağını belirtti.

Uzmanlar, bu durumun hem ihracata hem de tüketici güvenine gerekli desteği sağlayacağını ifade etti.

Öte yandan, bu iyimser "rönesans" beklentisi pek çok hassas jeopolitik ve mali faktöre bağlı görünüyor. Analistler, ekonomik toparlanmanın gerçekleşmesi için çatışmanın Kiev'in aleyhine algılanacak şartlarla sonuçlanmaması gerektiğine dikkati çekti.

Ayrıca, öngörülen büyüme için ciddi vergi teşvikleri ve blok genelinde hanehalkı harcamalarında sürekli bir artış gerektiği vurgulandı.

Büyüme tahminlerinde ihtiyatlı yaklaşım

Savaş sonrası toparlanma potansiyeline rağmen pek çok uzman, yakın gelecek konusunda ihtiyatlı kalmaya devam ediyor.

Güncel tahminler, avro bölgesinin GSYİH büyümesinin 2026 yılında, önceki tahminlerden yüzde 0,2 puanlık aşağı yönlü bir revizyonla, yüzde 1,2 seviyesinde kalacağını gösteriyor. Büyüme hızının 2027 yılında ise yüzde 1,4'e ulaşması bekleniyor.

Ekonomistler arasındaki görüş ayrılıkları, yapısal zorluklar ile ortaya çıkan direnç arasındaki gerilimi de gözler önüne seriyor.

2025 yılındaki büyüme yüzde 1,4 seviyesinde gerçekleşerek yüzde 0,9'luk önceki kötümser tahminleri geride bıraksa da büyük ölçekli kamu harcamalarının gerçek bir sınai sağlığa dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda tartışmalar sürüyor.

2026 yılına dair umutların büyük bir kısmı, Almanya'nın altyapı ve savunmaya 1 trilyon avro enjekte etme yönündeki iddialı planlarına dayanıyor. Ancak bazı uzmanlar, bu fonların üretken yatırımlardan ziyade sosyal refah yükümlülükleri tarafından eritilebileceği uyarısında bulunuyor.

Mali disiplin ve yapısal reform vurgusu

Pictet Asset Management ekonomisti Sabrina Khanniche, gelecekteki ekonomik genişlemenin Avrupa Merkez Bankasının para politikasından ziyade mali disipline ve yapısal reformların başarıyla uygulanmasına daha fazla bağımlı olacağını belirtti.

Bu görüş, faiz oranlarının yavaş düşürülmesine rağmen Avrupa piyasasının sergilediği direncin beklentileri aştığını düşünenler tarafından da paylaşıldı.

Tartışmalar, özellikle 2019 yılından bu yana toparlanmakta zorlanan ve 2022'den beri süregelen bir resesyon tehdidiyle karşı karşıya olan Almanya'da yoğunlaşıyor.

Almanya Ekonomi Bakanı Katherina Reiche, Bild gazetesine verdiği mülakatta mevcut tabloyu "karmaşık" olarak nitelendirerek acil toparlanma tedbirlerine ihtiyaç duyulduğunu kabul etti. Başbakan Friedrich Merz de durgunluğu tersine çevirmek için orta vadeli büyüme oranında yıllık en az yüzde 2'yi hedefleme taahhüdünde bulundu.



Makaleler

Güncel