"Hama ve Humus kırsalının yanı sıra Ceble, Banyas, Lazkiye, Tartus ve buralara bağlı köylerdeki gösterilerde taşınan sloganlardaki büyük uyum dikkat çekiyor."
Yazar: Amir Ali
YDH - Suriye'nin batı ve orta kesimlerindeki Alevi toplumunda, Şeyh Gazal Gazal'ın liderliği etrafında şekillenen ve federalizm talebiyle öne çıkan organize bir halk hareketi yükseliyor. El-Ahbar gazetesi yazarı Amir Ali'nin aktardığına göre Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi olayları provokasyonlarla bastırmaya ve sorumluluğu radikal gruplara atarak manipüle etmeye çalışsa da bölgedeki mezhepsel şiddet ve sistematik dışlanma protestoların sürmesine neden oluyor.
Suriye'nin orta ve batı kesimlerinde önceki gün düzenlenen gösteriler, Alevi bölgelerinde devam eden halk hareketliliğinin yeni bir halkasından ibaret.
Alevilere yönelik süregelen saldırılar, dışlama ve mezhepçi şiddet bu süreci tetiklemeye devam ediyor. Daha önce net bir merciye sahip olmayan ve bölünmüş bir görüntü sergileyen toplum kesimlerinin, şu anda Suriye'deki Aleviler için en güçlü otorite haline gelen Şeyh Gazal Gazal’ın izinden gitme eğilimi ise giderek artıyor.
Hama ve Humus kırsalının yanı sıra Ceble, Banyas, Lazkiye, Tartus ve buralara bağlı köylerdeki gösterilerde taşınan sloganlardaki büyük uyum dikkat çekiyor.
Bu sloganlar genel olarak Suriye'de federal bir sistem kurulması, tutukluların serbest bırakılması, mezhep üyelerine yönelik ihlallerin durdurulması ve devlet kurumlarında önceki rejimin yıkılışından bu yana kesintisiz süren mezhepçi ayrıştırma sürecine son verilmesi talepleri etrafında şekilleniyor.
Kameralar önünde harekete karşı "tarafsız" bir tutum benimsediği izlenimini vermeye çalışan rejim yetkilileri ise pratikte, kendi destekçilerinin göstericilerin arasına sızarak onlara saldırmasını izlemekle yetindi.
Yetkililer, daha sonra "çatışmayı durdurmak ve güvenliği yeniden tesis etmek" bahanesiyle müdahale etmek için bu durumu fırsat olarak kullandı.
Resmi medya organları ve rejime yakın yayın kuruluşları, halk hareketini "dış ülkelerin ajandalarını benimsemekle" suçlayarak taraflı bir yayın çizgisi izledi.
Rejim destekçilerinin protestoculara yönelik saldırılarına hiç değinmeyen bu mecralar, "rejimin kalıntıları" olarak adlandırdıkları kişilerin göstericilere ve güvenlik güçlerine ateş açtığı iddialarına odaklandı.
Medya kampanyasına, sosyal medyada rejim yanlısı aktivistlerin göstericilere ve özellikle Şeyh Gazal'a karşı yürüttüğü karalama faaliyetleri eşlik etti.
Bir gösteriye elinde tabancayla giren kişinin görüntüsü, "eski rejimin bir unsuru" olduğu iddiasıyla paylaşıldı; ancak daha sonra bu kişinin Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) destekçisi olduğu ortaya çıktı.
Pazar günkü son gösterilerde yayılan diğer görüntüler arasında, bir aracın göstericilerin üzerine sürüldüğü ve sürücünün bunu açıkça övünerek anlattığı anlar da yer aldı.
Hatta bu şahıs, yaptığı eylemin "kahramanlık" olduğu gerekçesiyle aracının onarılması için teklifler aldı. Bu manzara, Suriye'nin içinde bulunduğu mezhep krizinin derinliğini açıkça yansıtıyor. Bu kriz sadece Alevilerle sınırlı kalmayıp güneyde Dürzilere, kuzeydoğuda ise Sünni Kürtlere kadar uzanıyor.
Göstericilere ve Şeyh Gazal'a yöneltilen suçlamalara rağmen, bu ayaklanmanın sürmesini tetikleyen pek çok etken sabitliğini koruyor.
Bunların başında, yetkililerin toplumun bir kesimine yönelik nefret söylemini körükleyen mezhepçi sesleri susturmadaki isteksizliği geliyor.
Bunun yanı sıra, kanlı saldırılar ve ihlaller de devam ediyor. Cuma namazı esnasında Humus'taki İmam Ali Camii'ni hedef alan ve Seriyye Ensar es-Sünne grubunun üstlendiği patlama bunun son örneği oldu.
Aynı grup, geçen haziran ayında Şam'ın Duveyla mahallesindeki Mar İlyas Kilisesi'ne düzenlenen saldırıyı da üstlenmişti. Ayrıca Alevi toplumuna mensup vatandaşları hedef alan bir dizi suikast da gerçekleşti.
Yetkililer, kendi yapıları içerisindeki radikal militanların varlığını gizlemek amacıyla bu saldırıların arkasında IŞİD'in olduğunu iddia etse de (Ensar es-Sünne grubu zaten bu yapıların içinden doğmuştur), bu radikal grubun faaliyetleri izlendiğinde rejim yetkililerinin kontrolündeki tüm bölgelerde varlık gösterdikleri anlaşılıyor.
Grup, ülkenin kuzeyinde, merkezinde ve batısında suikastlar üstlenmiş durumda.
Bu bağlamda, gösterilerin ve beraberindeki şiddet olaylarının yakın vadede sürmesi bekleniyor. Bu durum, rejimin reddettiği mezhepsel ayrıştırmanın ifşa olması ve güvenlik güçlerinin göstericileri korumadaki başarısızlığı ile birleşince rejim yetkililerini yeni bir çıkmaza sürüklüyor.
Ayrıca rejimin bu açıkları kapatmak için hareketi manevi olarak yıpratma, suçlama ve ihanet kampanyaları yürütme ve destekçilerinin önünü açarak hareketi boğma girişimi, Suriye tecrübesinde şimdiye kadar başarısızlığını kanıtlamış eski bir yöntem olarak duruyor.
Çeviri: YDH